Ankara Ağır Ceza Avukatı – hukuki yardım konusunda insanımızın en çok ihtiyaç duyduğu ihtisaslardandır. Ankara Avukat Samet Celt.
Avukat Samet CELT Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Hukuk Eğitimi almıştır. Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra,
yaptığı avukatlık stajının ardından kurduğu hukuk bürosuyla Ankara’da serbest avukatlık yapmaktadır.
2018 Yılından itibaren Ankara Barosu CMK Servisi’nde aktif olarak görev almıştır. Özellikle Uyuşturucu davalarında adından sıkça bahsettirmiştir.
Çeşitli derneklerde üye olarak hukuk çalışmaları yürütmüştür.
Uyuşturucu Avukatı
Uyuşturucu Hukuku
- Uyuşturucu davalarında tecrübeli olması
- Yargıtay kararları ışığında Uyuşturucu Suçları konusuna vasıf olması
- Uyuşturucu ile ilgili adli bilimlere hakim olması (Kriminalistik bilim dalında uzmanlık)
Ankara Uyuşturucu Avukatı
Ankara Uyuşturucu Avukatı – birçok ilimizde olduğu gibi, Ankara’da da insanlarımız uyuşturucu konulu suçlar kapsamında kanunsal sorunlarla karşılaşmaktadır. Bu hususta sorunlarla karşılaşan insanlarımız Ankara’da uyuşturucu avukatı arayışına girmektedirler. Avukat Samet Celt ekibiyle yukarıda gösterdiğimiz ihtisas kriterleri çerçevesinde Emniyet(Narkotik şube) ifade aşamasından başlayarak, Ağır veya Asliye Ceza Mahkemesi boyutunda tüm hukuksal süreçlerin titizlikle takip edilmesinde hukuki yardım ihtiyacınızı karşılamaktadır. Uyuşturucu madde konulu davalarla ilgili avukat Samet Celt ile iletişime geçerek hem profesyonel hukuki danışmanlık hizmeti alabilirsiniz, hem de vekaleten bizzat davanızla ilgilenmesi için yardım alabilirsiniz. TELEFON : 0 536 961 78 73 Whatsapp: 0 536 961 78 73 ADRES : Yıldızevler mah. 721 Sk. No:8/10 Çankaya / AnkaraUyuşturucu Avukatı
Uyuşturucu Avukatı – Uyuşturucu Madde Ticareti ve/veya Uyuşturucu Madde Kullanımı Suçları kapsamında sorunlarla karşılaşan insanımız, detaylı bir dava süreci ve ağır cezalandırılma ihtimalleriyle karşı karşıya olabilir. Böyle bir durumda, sorun yaşayan şahsın, tecrübeli bir ceza avukatı ile görüşmesi sürecin takibi ve çözülmesi açısından oldukça önemlidir. Alanında uzmanlaşmış bir avukata danışmak, kişinin aklındaki sorulara yanıt olabileceği gibi gerekli hukuk desteğin sağlanmasına yardımcı olacaktır. Uyuşturucu Madde konulu suçlar kapsamında bir uzman desteği almak, sürecin tamamı için kritik bir öneme sahiptir. Özellikle Uyuşturucu Madde suçları kapsamında tecrübeli bir avukata danışılması, oldukça bilgilendirici ve davanın gelişimine yönelik mantıklı bir karar olacaktır. Böyle bir karar yeterli delillerin sağlıklı toplanabilmesi için de yardımcı olur. Uyuşturucu davaları, ceza hukuku alanında deneyimli bir avukat desteği gerektirir.Uyuşturucu madde konulu suçlar
Bir maddenin bağımlılık potansiyelinin yüksek olması, diğer suçların işlenmesinde tetikleyici olması, uyuşturucu madde olarak sınıflandırma sebeplerindendir. Bu bağlamda uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin ticaretine dair suçlar, Türk Ceza Kanununda Madde 188 ile ele alınmıştır. Uyuşturucu kullanımı, kişinin kendi hayatını etkileyen, zararlarını çoğunlukla bireysel noktada gösteren bir suç olarak görülür. Uyuşturucu maddenin imal edilmesi, ithal, ihraç edilmesi, çok daha geniş çaplı bir zarara yol açabilir. Bu gibi suçlar, toplumda ağır sosyolojik bozulmalara yol açtığı gibi suçun işlendiği ülkenin ekonomisine de oldukça zararlı olduğu düşünülmektedir. Bu yüzden, böylesine geniş çaplı ve ağır sonuçlara sahip olan uyuşturucu madde imali ve ticareti, kanunlar tarafından ağır bir suç olarak görülür ve engellenmesine öncelik verilir. Uyuşturucu madde imali ve ticareti hakkında yüksek cezalar öngörülür. Konu kapsamında daha az cezaları öngören suçlara – Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma ve özendirme suçu (TCK 190) ve Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak (TCK 191) dahildir.Uyuşturucu Madde Ticareti Suçları Nelerdir?
Uyuşturucu Madde Ticareti Suçları, kendi içinde kategorilere ayrılır.- Uyuşturucu Madde İthal Etme Suçu
- Uyuşturucu Madde İhraç Etme Suçu
- Uyuşturucu Madde İmal Etme Suçu
- Uyuşturucu Madde Nakletme veya Sevk Etme Suçu
- Uyuşturucu Satın Alma, Kabul Etme ya da Bulundurma Suçu
- Uyuşturucu Madde Temin Etme Suçu
Uyuşturucu Madde Kullanma ile Ticareti Arasındaki Fark
Uyuşturucu Madde Ticareti Suçları, yukarıda belirtilen kategoriler çerçevesinde TCK 188.madde ile düzenlenir. Bu kapsamda belirtilen suçların işlenmesi durumunda kişi, ”10 yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası” ile cezalandırılır. Ancak ağırlaştırıcı nedenlerin dahil olması verilecek cezayı etkileyecektir. Ticarete dahil olan maddeler, Eroin, Kokain, Morfin, Sentetik Kannabinoid ve türevleri veya Bazmorfin ise belirtilen ceza yarı oranında artırılacaktır. Bunun yanında, Uyuşturucu maddenin verildiği ya da satıldığı kişi çocuksa, maddeyi veren ya da satan kişiye verilecek cezanın alt sınırı 15 yıl olacaktır.Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunun Cezası Nedir?
Uyuşturucu Madde İmali, İthalatı ve İhracatını içeren suçlar TCK 188/1 kapsamında cezalandırılacaktır. Buna göre bu suçları işleyen kişinin, ”en az 20 ve en çok 30 yıl olmak üzere hapsi ve yirmi bin gün adli para cezası” ile cezalandırılması öngörülür. TCK 188/3 kapsamına giren, Uyuşturucu Madde Satma, Satışa Arz Etme, Sevk veya Nakletme, Depolama gibi suçları işleyen kişilerin ise suç ağırlaştırıcı neden içermiyorsa, ”10 yıldan az olmamak üzere hapis cezası ve yirmi bin gün adli para cezası” ile cezalandırılması öngörülür. Uyuşturucu veya uyarıcı madde konulu suçlar daha detaylı şekilde blog sayfamızdaki makalelerde incelemişizdir.Tüketici Hukuku
Tüketici Avukatı
Tüketicinin Korunması
Tüketici Hakları
Tüketicinin karşılaşabileceği birçok sorun için düzenlenmiş hakları ve satıcıdan talep edebilecekleri vardır ve bu haklardan haberdar olması önemlidir. Tüketici, eğer aldığı hizmette ayıplı hizmet sayılacak, aralarındaki sözleşmenin aksi bir durumla karşılaşırsa, satıcıdan şunları talep edebilir:- Hizmetin uygun ve sözleşmeye uygun bir biçimde tekrarlanması
- Hizmet içindeki sorunların çözülmesi ve onarımı
- Hizmet üzerinde indirim
- Hizmetten ve sözleşmenin gerekliliklerinden vazgeçme ve para iadesi
- Satın alınan ürünün geri iadesinin gerçekleştirilmesi
- Satın alınan ürünün, sözleşmeye uygun biçimde onarılarak teslimi
- Satın alınan ürün fiyatı üzerinden indirim
- Satın alınan ürünün değerinde bir ürünle değişimi
Tüketici Hukuku Avukatı
Tüketici, günümüz global pazarında sayısız ürüne ulaşabilse de sayısız hak ihlaliyle de karşılaşabilecek bir durumdadır. Bu ihlaller, tüketici ve üretici arasında imzalanan sözleşmelerde yapılacak kural ihlalleri olabileceği gibi, çeşitli yollarla tüketiciye zarar verebilir. Böyle bir hak ihlali ile karşılaşan tüketicinin haklarını savunma ve karşılaştığı her türlü zararı tazmin etme ihtiyacı duyması oldukça olasıdır. Bu bağlamda kişinin, tüketici hukuku alanında çalışmış bir avukata danışması yapılacak en mantıklı hareket olacaktır. Tüketici hukuku konusunda deneyim sahibi bir avukatın desteği, ürün ve sözleşme konusunda yapılacak incelemelerin detaylandırılması, zarara karşı talep edileceklerin belirlenmesi ve tüketicinin her türlü mağduriyetinin önlenmesi için gereklidir. Satıcıya karşı başlatılacak olası bir dava sürecinin başarılı bir şekilde yönetilmesi, alınacak sonuç için ilk ve en önemli şartlardandır.Ankara Tüketici Hukuku Avukatı
Ankara’da tüketici hukuku alanında bir avukat desteğine ihtiyacınız olması durumunda Av. Samet Celt ile iletişime geçebilirsiniz. Tüketici haklarının korunması açısından, alanında deneyimli, süreci detaylandırabilecek bir avukat ile birlikte çalışmanız oldukça önem arz eder. Tüketicinin gördüğü her türlü zararın karşılığında tazminat talep edilmesi, tüketicinin sürece bilinçli bir şekilde adım atabilmesi ve eylem planlaması için ilk adımdır. Tüketici hukuku, hak ihlalleri konusunda oldukça karmaşıklaşabilmekte ve yetkin bir hukuk desteği gerektirebilmektedir.Aile Hukuku
Aile Hukuku Avukatı
Toplumun en değerli gördüğü kavramlardan biri olan aile, aslen o toplumun bütünlüğünü sağlayan yaşam hücrelerinden biridir ve haliyle hukuk alanı da önemlidir. Aile, bireyin yaşamını sürdürmesi sırasında bireyin hayatında hem gerçekliği hem de kavramsal boyutuyla etkilidir. Toplum için böylesine değer biçilmiş, temel taşlarından biri olarak görülen aile kavramı da bu yüzden medeni hukuk kapsamında düzenlenmiştir. Medeni hukuk dalı içerisinde, aileye ilişkin birçok düzenlemenin yanı sıra aile çevresinde gerçekleşmesi olası uyumsuzluklara dair çözüm öngörüleri yer alır. Bu düzenlemeler, bireysel hakların gözetilmesinin yanı sıra, kişiler arasındaki ilişkinin olabildiğince sorunsuz bir şekilde kurulması ve dağılmasını içerir.
Aile Hukuku Nedir?
Aile hukuku adı verilen hukuk dalı, kendi içinde aile yapısına ve kişi haklarına yönelik birçok kavram barındırmaktadır. Evlilik, boşanma, yardım ve çocuk nafakaları, vesayet, velayet, evlat edinme, soybağı, aile konut ve mal rejimine dair düzenlemeler bunlara örnek gösterilebilir. Aile hukuku ve aile mahkemeleri, ailenin kurulması ve sona ermesine kadar bütün süreç boyunca olabilecek her türlü eylem ve anlaşmazlığa çözüm ve destek olmak için olabildiğince kapsamlı tutulmuştur. Eşlerin birbiri ile ilişkileri, aile birliği içerisinde çocuğa dair olası durumlar, kadın ve çocuk hakları bu bağlamda aile hukuku içerisinde bir sisteme oturtulur. Bu sistem ve düzenlemelerin sayesinde, her türlü anlaşmazlık ve öngörülebilir eylemlere dair hükümler hazırlanmış ve belirli ilkeler çerçevesinde sunulmuştur.
Aile Hukukunda Temel İlkeler
Aile hukukunun en temel ilkeleri arasında aile birliği ve zayıfların korunması ilkeleri vardır. Aile kavramı toplum için ne kadar temelse, birlik kavramı da aile için o kadar temeldir. Birlik, aileyi oluşturur ve onun bütünlüğünü sağlar, kanunlar önünde birliğin kabul görülen temsili ise evliliktir. Evlilik, eşler arası birliğin bireysel haklara ve aile hukukuna en uygun biçimde kurulmasını ve devamlılığının sağlanmasını içerir. Bunun yanında birlikteliğin toplum tarafından tanınmasıdır. Evlilik birlikteliğinin eşlerden birinin ölümüne kadar sürmesi öngörülse de bireysel anlaşmazlıklar ve talepler çerçevesinde sonlandırılabilir. Boşanma avukatı, bu birlikteliğin olabildiğince sorunsuz bir şekilde sonlandırılmasına yöneliktir.
Aile hukuku bu süreçte ve birlikteliğin sonlanması genelinde zayıf olanı korumaya dair geniş çaplı hükümler barındırır. Kadın ve erkek aile hukuku önünde eşit görülür ve eşit haklara sahiptir. Mal ve konut paylaşımları, çocuk haklarının ve sağlığının korunması da bu ilke çerçevesinde öneme sahiptir. Devlet aile hukukunda direkt müdahale hakkına sahiptir. Ailenin düzenlenmesi ve korunması bu hükümlerle sağlanır ve kişiler bu kurallara uymakla yükümlüdür. Bireysel taleplerin ve kararların bu hükümlere ve ilkelere karşı bir etkisi olamaz.
Aile Hukukunun Kapsadığı Alanlar
Eşler arası birliğin kurulması ya da sonlandırılması, aile içi anlaşmazlıklar, çocuk hakkında hükümler, mal paylaşımı ve zayıf olan tarafın maddi haklarının korunması gibi konular aile hukukunun kapsama alanına dahildir. Aile hukuku çerçevesinde bahsedilen konular oldukça detaylandırılır ve öngörülebilen her duruma karşı belirli kurallar oluşturulur. Farklı başlıklar altında bu gibi konulara dair hükümler vardır. Bu başlıklara şunlar örnek gösterilebilir:
- Boşanma Davaları
- Nafaka ve Tazminat Talepleri
- Mal Rejimleri
- Evlilikle İlgili İptal Davaları
- Kadına Şiddet Davaları
- Velayet, Babalık, Soybağı Davaları
Aile Hukuku Avukatı
Aile hukuku, birden fazla alanı ve başlığı kapsadığı için geniş çaplıdır. Ülkemizde Medeni hukukun kapsamı içindedir. Siz de aile hukukuyla ilgili desteğe ihtiyaç duyuyorsanız, medeni hukuk alanında deneyim kazanmış bir avukattan destek almayı düşünmelisiniz. Avukat desteği, olası dava süreci için oldukça önemli olup, gidişatı ve sürecin sonucunu değiştirme etkisine sahiptir.
Medeni hukuk alanında yetkin, profesyonel bir avukata danışmak, aile hukuku konulu davalar için önemli bir ilk adımdır.
Ceza Avukatına Sorulan Sorular
Ceza avukatımız Samet Celt ve diğer ekip arkadaşlarına sıkça sorulan soruları sizler için derledik ve cevaplamaya çalıştık.
Öncelikle Ankara olsun diğer illerimiz olsun ağır ceza avukatı seçerken bir çok noktada insanlarda yanlış bir algı vardır. Yaşı büyük olan avukatlar tecrübeli ya da en iyi ceza avukatı diye belirleniyor. Fakat bu yanlış bir kanıdır. Kendisini ceza alanında geliştirmiş, ceza davalarıyla içli dışlı olmuş ve ağır cezalarda geçmiş davalarında müvekkilinin hakkını hukuk çerçevesinde en ideal savunan avukatları tercih etmek daha faydalı olur.
Ankara barosuna kayıtlı ve Çankaya ilçesinde bürosu bulunan avukatları bulabilirsiniz .
Diğer bir ifade ile Ankara’da bulunan ağır ceza avukatları, TCK’da düzenlenmiş, yağma, irtikâp, resmî belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık, hileli iflâs vs. gibi ağır cezalar ile yargılama sonrasında, ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlara ilişkin yargılamalarda avukatlık yaparlar.
Ağır cezanın tam olarak şu alana bakar dememiz yanlış olur ama genellikle Ankara’da ağır ceza mahkemesinin bakmakla yükümlü olduğu dava türlerini bu şekilde sıralayabiliriz:
- Kasten adam öldürme suçu
- Taksirle ölüme neden olma
- Neticesi sebebi ile ağırlaşmış yaralama suçu
- Yağma & gasp suçu
- Zimmet suçu
- Rüşvet suçu
- Devlete karşı yapılan casusluk suçu
- İrtikap suçu
- Hileli iflas suçu
- Nitelikli dolandırıcılık suçu
- Resmi belgede sahtecilik suçu
- Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı işlenen suçlar
- Devletin egemenlik alametlerine ve organlarının saygınlığına karşı suçlar
- Devlet sırlarına karşı suçlar
- Devlet casusluğu
- Milli savunmaya karşı suçlar
- Terörle Mücadele Kanunu çerçevesinde propaganda yapma suçu ve örgüte üye olma suçu
- Ankara ya da farklı bir ildeki ceza davalarınızın ücreti dosya içeriğine göre değişiklik göstermektedir.
- Ceza dava ücreti 2023 fiyatlarını öğrenmek için iletişime geçebilirsiniz.
- Av. Samet Celt'in ceza davalarına bakma ücreti değişkenlik göstermektedir.
- Ankara ya da farklı bir şehirdeki ağır ceza dava ücreti dosya içeriğine göre farklılık göstermektedir.
- Ağır ceza davaları ücreti 2023 fiyatlarını öğrenmek için iletişime geçebilirsiniz.
- Av. Samet Celt ağır ceza davalarına bakma ücreti değişkenlik göstermektedir.
- Ankara avukatlarının dava ücretleri dosya içeriğine göre farklılık göstermektedir.
- Ankara'da görülen davaların 2023 fiyatlarını öğrenmek için iletişime geçebilirsiniz.
- Av. Samet Celt Ankara'da tüm hukuksal davalarınıza bakabilir.
- Ocak 26, 2023
Yağma suçu, Gasp suçu olarak bilinen cebirli baskın veya zor kullanarak taşınır bir malın alınmasına mecbur etme eylemi T.C.K.’nun 148., 149., 150. maddelerinde suç olarak düzenlenmiştir.
Yazımızda TCK 148, 149, 150. maddelerinin bilgilendirici kısa açıklamasına yer vermekteyiz.
Yağma suçu nedir?
Yağma (gasp) – baskın veya zor kullanarak taşınır bir malın alınmasına mecbur etmektir, TDK sözlüğünde “zorla alma”; hukuk öğretisinde ise “bir başkasının zilyetliği altında bulunan taşınır bir malın, maldan yararlanmak maksadıyla zilyedinin rızası olmaksızın tehdit veya cebir kullanmak suretiyle bulunduğu yerden alınması veya zilyedin söz konusu malı kendisine teslim etmesini sağlamaktır.” şeklinde karşılık bulur.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m.150 gereği, işbu suça ilişkin soruşturma ve kovuşturmada şüpheli veya sanık için müdafi görevlendirilir.
Yağma suçu, fail için öngörülen hürriyeti sınırlayıcı hapis cezası itibariyle oldukça ağır bir suçtur. Suça ilişkin yürütülen soruşturma ve kovuşturmada, emsal davalarla deneyim kazanmış yetkin bir ağız ceza hukuku avukatından yardım almak, yargılamanın adilane seyri ve müspet kararın elde edilmesi adına en doğru yaklaşım olacaktır. Zira uzman bir ağır ceza avukatı, sahip olduğu hukuki bilgi, birikim ve müktesebatı, müdafiliğini üstlendiği kişinin istifadesine tahsis etmek suretiyle hak kaybı yaşanmaması adına etkili bir müdafaa icra edecektir.
Yağma (Gasp) Suçu TCK m.148 – 149 – 150
Yağma (gasp) suçu; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.148, 149 ve 150’de “Malvarlığına Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. Zilyetliği bir başkasına ait olan menkul bir malın tehdit veya cebir kullanmak suretiyle alınması, yağma (gasp) suçunu oluşturur. Suçun konusu herhangi bir taşınır maldır. Hemen belirtmek gerekir ki; Yargıtay içtihatları gereği, taşınmaz (gayrimenkul) bir malın gasp suçunun konusu olması mümkün değildir.
Yağma (gasp) suçu, mağdurun malvarlığını hedef alan haksız bir fiildir. İşbu suç; failin, taşınır bir maldan yararlanmak gayesiyle, malın zilyedini söz konusu malı kendisine teslim etmeye ya da bulunduğu yerden alınmasına karşı koymamaya “tehdit” veya “cebir” ile zorlaması sonucu vücut bulur. Türk Ceza Kanunu’nda yağma (gasp) suçu düzenlemesiyle hukuk güvencesi altına alınan değerler; kişi özgürlüğü, vücut dokunulmazlığı, zilyetlik ve mülkiyettir.
Gasp suçu ile hırsızlık suçu birbiriyle karıştırılan; ancak, bir başkasına ait malın “cebir veya tehdit” kullanmak suretiyle alınması yönüyle birbirinden ayrılan iki farklı suçtur. Bir başkasına ait olan malın alınması eylemi, her iki suçun müşterek fiilidir. Fakat, bir başkasına ait olan malın alınmasında cebire veya tehdide başvuruluyorsa, hırsızlık suçu değil; yağma (gasp) suçundan söz edilecektir. Faile de yağma suçu hükümleri çerçevesinde cezaya hükmedilecektir.
Yağma (Gasp) Suçu Cezası
Yağma (gasp) suçu cezasını; yağma suçu temel hali cezası ve yağma suçu nitelikli hali cezası olmak üzere iki başlıkta incelemek daha isabetli olacaktır:
Yağma Suçu Temel Hali Cezası (TCK m.148)
Suçun, TCK m.148’de düzenlenen haliyle işlenmesi durumunda faile hükmedilecek ceza, 6 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasıdır.
Yağma Suçu Nitelikli Hali Cezası (TCK m.149)
Suçun, TCK m.149’da düzenlenen haller dahilinde işlenmesi durumunda faile hükmedilecek ceza, 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıdır.
Yağma suçunun nitelikli halleri şunlardır:
a) Silah Kullanmak Suretiyle İşlenmesi
b) Kişinin Kendisini Tanınmayacak Bir Hale Koyması Suretiyle İşlenmesi
c) Birden Fazla Kişinin Birlikte İşlemesi
d) Yol Kesmek Suretiyle Ya Da Konutta, İş Yerinde Veya Bunların Eklentilerinde İşlenmesi
e) Beden Veya Ruh Bakımından Kendisini Müdafaa Edemeyecek Durumda Bulunan Kişiye Karşı
İşlenmesi
f) Var Olan Veya Var Sayılan Suç Örgütlerinin Oluşturdukları Korkutucu Güçten Faydalanmak Suretiyle İşlenmesi
g) Suç Örgütüne Fayda Sağlamak Amacıyla İşlenmesi
h) Gece Vakti İşlenmesi
Sıralanan durumlar, yağma suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleridir. Suçun daha az cezayıgerektiren ve TCK m.150’de düzenleme alanı bulan nitelikli halleri ise şunlardır:
I. Suçun Hukuki Bir İlişkiye Dayanan Alacağın Tahsili Maksadıyla İşlenmesi
II. Suçun Konusunu Oluşturan Malın
- Değerinin Az Olması
Yağma (Gasp) Suçu İndirim Halleri
Suça konu malın değerce az olması halinde, faile hükmedilecek cezanın üçte birden yarıya kadar indirilmesi mümkündür. Hakim, gerekçe göstermek şartıyla, malın değerinin az olmasına karşın cezada indirim yapmama hakkını haizdir. Suç, hukuki bir ilişkiden doğan alacağın tahsili amacıyla da gerçekleştirilmiş olabilir. Bu tür bir durumda;
- Suçun icbar unsuru tehdide yönelikse TCK m.106’da düzenlenen ilgili fıkra,
- Suçun icbar unsuru cebire yönelikse TCK m.86 ve 87’ye göre hükmedilecek ceza, yine 5237 sayılı Kanun’un 108. maddesi uyarınca arttırılarak hükmedilir.
Yağma suçunda etkin pişmanlık hükümleri gereği ceza indirimi, makalemizin devamında izah edilmiştir.
Yağma (Gasp) Suçunun unsurları
- Fail
Yağma suçunu hüküm altına alan madde metni, suçun faili için özgü bir düzenlemede bulunmamış, yalnızca “kişi” ifadesine yer vermiştir. Buradan hareketle, suçun failinin herhangi bir gerçek kişi olabileceği açıktır. Suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi ise, yukarıda ifade edildiği üzere nitelikli hal kapsamında değerlendirilir. Yağma suçunun akrabalar arasında işlenmesi, cezada indirim nedeni veya cezasızlık sebebi olarak değerlendirilmez.
- Mağdur
Mağdur, suça konu malın zilyedi yahut zilyedin yanında bulunan ve fiil esnasında ilgili malı koruyan ya da yardım etmek isteyen, bu bakımdan kendisine tehdit veya cebir kullanılan kişi/kişilerdir. İşbu suçun mağduru, fail de olduğu gibi herkes olabilir. “Mağdur” ve “suçtan zarar gören” karıştırılmamalıdır. Söz gelimi; silahla tehdit etmek suretiyle bir bankanın paralarının alınması durumunda banka veznedarı mağdur; paraları alınan banka ise suçtan zarar gören sıfatını haizdir.
- Suçun Hukuki Konusu
Suçun konusu bir başkasına ait olan menkul bir maldır.
- Fiil
Kanun koyucu, yağma suçunun oluşması için “cebir” veya “tehdit” olmak üzere iki farklı hareket öngörmüştür. Dolayısıyla gasp suçu, seçimlik hareketli bir suçtur.
- Manevi Unsur
Yağma (gasp) suçu, ancak kasten işlenebilir. Suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir. Fail, suçun yasal tanımında ifade edilen unsurları bilerek gerçekleştirme kastıyla hareket eder.
Yağma (Gasp) Suçları Nelerdir?
Yağma (gasp) suçları “Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan” ifadesinden de anlaşılacağı üzere “tehdit” veya “cebir” olmak üzere iki farklı seçimlik hareketle işlenebilir. TCK m. 149’da nitelikli yağma; TCK m.150’de ise daha az cezayı gerektiren haller düzenlenmiştir.
Yağma (Gasp) Suçu Şartları
Yağma (gasp) suçu şartları şu şekilde sıralanabilir:
- Suç düzenlemesi ile korunan hukuki yarar; zilyetlik ve zilyetliğe bağlı haklar, kişi hürriyeti ve vücut dokunulmazlığıdır.
- Suçun faili herhangi bir gerçek kişidir.
- Suçun mağduru herkes olabilir.
- Suç, 5237 sayılı Kanun’da öngörülen iki farklı hareketten birinin icra edilmesiyle vücut bulacağı için seçimlik hareketli bir suçtur.
Yağma (Gasp) Suçu Özel Görünüş Biçimleri
Yağma (Gasp) suçunun özel görünüş biçimlerini; teşebbüs, iştirak ve içtima olmak üzere üç başlıkta incelemek yerinde olacaktır.
- Teşebbüs
Gasp suçu, teşebbüsün mümkün olduğu suçlardandır. Tehdit ve cebire başvurulmasına karşın, mal alınmadığı takdirde, gasp suçuna teşebbüs gündeme gelecektir.
- İştirak
Yağma suçuna iştirak halinde özel bir düzenleme mevcut değildir; iştirake dair genel hükümler uygulanır.
- İçtima
Gasp suçu bileşik bir suç olup hırsızlık suçu ile cebir veya tehdit kullanma suçlarının bir araya gelmesi sonucu oluşur. Suçun faili, gasp suçunu oluşturan hırsızlık, cebir veya tehdit suçları nedeniyle ayrıca cezalandırılmaz; fail, yalnızca gasp suçu dolayısıyla cezalandırılır.
Yağma (Gasp) Suçu Etkin Pişmanlık Ceza İndirimi
Kişi, hukuk düzeninin suç saydığı bir eylemi icra eder ve fakat hür iradesiyle pişman olur ve suç sebebiyle meydana gelen haksızlığı telafi edecek davranışlarda bulunursa, etkin pişmanlık kurumundan yararlanabilir. Gasp suçu, fail hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabileceği bir suçtur. Fail, etkin pişmanlık kurumundan yararlanabilmesi için suçu ortaklarını, azmettirenleri , suça yardım edenleri ilgili mercilere bildirmek durumundadır.
- Suç işlenir ve fakat dava açılmadan önce etkin pişmanlıkta bulunulursa, hükmedilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.
- Dava açılı ve fakat hüküm verilmeden önce etkin pişmanlıkta bulunulursa, hükmedilecek ceza 1/3’üne kadar indirilebilir.
Yağma (Gasp) Suçu Zamanaşımı, Şikayet Süresi ve Görevli Mahkeme
Gasp suçu, takibi şikayete tabi suçlardan değildir; bu itibarla, suça ilişkin şikayetten vazgeçilmesi halinde ceza davasının düşmesi sonucu doğmaz. Suç, savcılık tarafından öğrenildiği anda re’ sen soruşturulur. Bu bakımdan, yağma suçuna dair herhangi bir şikayet süresi düzenlenmemiştir. Fakat, gasp suçu için 15 yıllık dava zamanaşımı süresi öngörülmüştür. İşbu suç hakkında yargılama yapmakla görevli yargı organı ise Ağır Ceza Mahkemesidir.
Yağma Suçunda Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve HAGB
Yağma suçunu m.148’de düzenlenen haliyle işleyen fail hakkında altı yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmedileceğinden ve yalnızca bir yıl ya da daha altındaki hapis cezası kararı hakkında adli para cezasına çevrilme kararı verilebileceğinden, yağma suçu sebebiyle adli para cezası verilemez. Erteleme ve HAGB kararları verilebilmesi için de iki yıl veya daha az süreli hapis cezası şartı arandığından sebep, gasp suçu sebebiyle faile hükmedilecek hapis cezası hakkında erteleme ve HAGB kararı da verilemez.
- Ağustos 31, 2022
Süre tutum dilekçesi nedir?
Süre tutum dilekçesi, ceza yargılamasında mahkemece verilen karara itiraz, istinaf veya temyiz için belirlenmiş sürede, gerekçeli karar tebliğ edilene kadar süreyi durdurup hak kaybı olmaması için, mahkemece verilen karara itiraz mahiyetinde sunulmakta olan dilekçedir. Uygulamada kısa temyiz dilekçesi olarak da adlandırılmaktadır.
Süre tutum dilekçesinin tertibi
Ceza davalarının farklılığından dolayı Süre tutum dilekçeleri de kişiye ve olaya özel farklılık gösterir.
Teknik ve genel olarak, Süre Tutum dilekçelerini üç kategoride, itiraz, istinaf ve temyize yönelik olarak sınıflandırabiliriz.
İtiraz süre tutum dilekçesi, itiraz için belirlenmiş yasal süreler çevresinde sunulmaktadır. Mahkemece verilen hükmün kesinleşmesini engeller (CMK 275) ve gerekçeli karar tebliğ edilene kadar yasal itiraz süresini askıya alır niteliktedir. Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren detaylı itiraz dilekçesini verebilmek için zaman kazanma amaçlı tertip edilmekte olup, mahkeme kararına itiraz iradeleridir.
İstinaf süre tutum dilekçesi, istinaf için belirlenmiş yasal süreler çevresinde sunulmaktadır. Mahkeme kararının kesinleşmesini engeller (CMK 275) ve gerekçeli karar tebliğ edilene kadar yasal istinaf süresini askıya alır niteliktedir. Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren detaylı istinaf dilekçesini sunabilmek için zaman kazanma amaçlı tertip edilmekte olup, mahkeme kararını istinaf iradeleridir.
Temyiz süre tutum dilekçesi, temyiz için belirlenmiş yasal süreler çevresinde ibraz edilmektedir. Mahkeme kararının kesinleşmesini engeller ve gerekçeli karar tebliğ edilene kadar yasal temyiz süresini (CMK 291/1) askıya alır niteliktedir. Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren detaylı temyiz dilekçesini sunabilmek için zaman kazanma amaçlı tertip edilmekte olup, mahkeme kararına temyiz iradeleridir.
Süre tutum dilekçesi nereye verilir
İtiraz veya istinaf süre tutum dilekçesini ibraz etmeye ve dilekçeyi incelemeye yetkili mahkemeler CMK 268. maddesinde belirlenmiştir.
Temyiz süre tutum istemli dilekçe, CMK 291/1 belirlendiği üzere hükmü veren mahkemeye ibraz edilmektedir.
Süre tutum dilekçesi örneği
SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ ( ) CEZA DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NA
Gönderilmek Üzere
SUNGURLU AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NE
DOSYA NO : 2022/XX ESAS
İSTİNAF EDEN SANIK : K.K.
MÜDAFİİ : Av. Samet CELT
Yıldızevler Mah. 721. Sk. No:8/10 Çankaya/ANKARA
KONU : SUNGURLU AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NİN 2022/XX ESAS
Sayılı dosyasında 23/02/2022 TARİHLİ DURUŞMADA sanık müvekkil hakkında verilen hukuka aykırı mesnetsiz söz konusu mahkumiyet kararının istinaf incelemesi neticesinde bozulması talepli istinaf yoluna başvurduğumuza ilişkin süre tutum dilekçemizden ibarettir.
AÇIKLAMA :
SUNGURLU AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NİN 2022/XX ESAS Sayılı dosyasında 23/02/2022 TARİHLİ görülen yargılama neticesinde müvekkil sanık aleyhine mahkumiyet kararı tesis edilmiştir. Yerel mahkemece eksik inceleme sonucu verilmiş olan hukuka ve usule aykırı mahkumiyet kararının duruşmada tefhim edilmesi üzerinde süresinde süre tutum dilekçesi verme zarureti doğmuştur.
Daha sonra süresi içinde gerekçeli istinaf sebeplerimizi ayrı bir dilekçe ile mahkemeye sunacağımız veçhile, iş bu süre tutum dilekçesini Sayın Mahkemenize ibraz ediyor ve kararı istinaf ediyoruz.
SONUÇ ve İSTEM : Sayın Başkanlığın kanuna ve hukuka aykırı olarak verilen SUNGURLU AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NİN 2022/XX ESAS Sayılı dosyasında 23/02/2022 TARİHLİ mahkumiyet kararının müvekkil sanık lehine iş bu süre tutum dilekçesi ile yapılacak istinaf incelemesi neticesinde BOZULMASINA; Daha sonra süresi içinde gerekçeli istinaf dilekçemizi sunmak üzere talebimizin kabulüne karar verilmesini bilvekale arz ve talep ederiz. Saygılarımızla.25/02/2022
SANIK MÜDAFİİ AV. SAMET CELT
- Ağustos 17, 2022
HAGB itirazın yasal süresi
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması(HAGB) kararı, kural olarak itiraz kanun yoluna tabidir.
Mahkemenin HAGB kararına karşı, kararın duruşmada öğrenilmesinden veya tebliğ edilmesinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilmekte olup, usulü CMK 268. maddesinde düzenlenmiştir.
HAGB itiraz dilekçesinin tertibi
Soruşturmaların ve ceza davalarının farklılığından dolayı HAGB itiraz dilekçeleri de kişiye ve olaya özel farklılık gösterir.
Teknik ve genel olarak, HAGB itiraz dilekçelerini üç kategoride, suç vasfına yönelik, beraate yönelik ve ceza verilmesine yer olmadığına yönelik olarak sınıflandırabiliriz.
HAGB kararına karşı suç vasfına yönelik itiraz dilekçesi mağdur veya avukatı tarafından verilmekte olup, karardaki fiilin başka bir suç vasfı oluşturabileceği gerekçesiyle yapılmaktadır.
Örneğin, sanık hakkında hırsızlık suçundan mahkumiyetine karar verilerek HAGB kurumu uygulanmıştır, mağdur veya şikayetçinin avukatı sanığın işlediği suçun hırsızlık değil de yağma olduğunu iddia ederek karara itirazda bulunabilir.
HAGB kararına karşı beraate yönelik itiraz dilekçesi sanık veya avukatı tarafından verilmekte olup, kararda sanığa isnat edilen fiilden dolayı sanığın beraatini gerektirecek hukuki sebepler gerekçe şeklinde gösterilir.
HAGB kararına karşı ceza verilmesine yer olmadığına yönelik itiraz dilekçesi sanık veya avukatı tarafından verilmekte olup, sanığın işlediği ve hakkında HAGB kararında gösterilen fiilden dolayı sanığa ceza verilmesine yer olmadığının sebepleri gerekçe şeklinde gösterilir.
HAGB itiraz dilekçesi nereye verilir
HAGB kararına itirazı incelemeye yetkili mahkemeler CMK 268. maddesinde belirlenmiştir.
Uygulamada HAGB itiraz dilekçesi bizzat HAGB kararı veren mahkeme hangisi ise o mahkemeye sunulur, mahkeme itirazı önce kendisi değerlendirir, yerinde gördüğünde kararını düzeltir. Mahkeme itirazı yerinde görmezse CMK 268. maddesinde belirlenmiş usule göre itiraz dilekçesini itirazı incelemeye yetkili bir üst mahkemeye gönderir.
HAGB itiraz dilekçesi örneği
ANKARA NÖBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE
Gönderilmek Üzere
ANKARA 33. ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE
DOSYA NO : 2021/xxxx E.
HAGB KARARINA
İTİRAZ EDEN SANIK : Y. H. T.C: xxxxxxxxxxx
MÜDAFİ : Av. Samet CELT
Yıldızevler Mah. 721. Sok. No:8/10 Çankaya/ANKARA
KONU : Ankara 33. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/xxxx esas sayılı dosyası kapsamında vermiş olduğu usul ve yasaya aykırı olan HAGB kararına itiraz ediyoruz ve bu itiraz incelemesi neticesinde sanık lehine BERAAT kararının verilmesi talepli itiraz dilekçemizin sunuyoruz.
AÇIKLAMALAR :
Müvekkil olay günü 07/12/2020 tarihinde etlik zübeyde hanım hastanesinin önünde ruhsatı kendisine ait olan aracı ile alkollü şekilde arabası ile seyir halinde İken aracın kontrolünü kaybedip kaldırım üzerindeki̇ ağaca vurarak kaza yapmış olup olay tarihinde müvekkilin yenimahalle karakolundaki̇ vermiş olduğu ifadeyi̇ kabul etmiyoruz. Çünkü müvekkil müdafi̇ eşliğinde olmadan baskı altında kalarak ifade vermiş olup; alkolün etkisi altındayken ifade vermiştir.
Bilindiği üzere her meslek grubu kendi̇ meslektaşlarını koruduğu gibi polislere karşı müvekkil tarafından hakaret edildiği ve mukavemet edildiği iddialarıyla polis merkezine götürülmüş ve müştekilerin soyut beyanları aynen yazılmış müvekkile söz hakkı dahi̇ tanınmamıştır. Yasak usulle ifade alınmıştır. 5271 sayılı CMK.nun 148/4. maddesi uyarınca müdafi hazır bulunmaksızın kolluk tarafından alınan ifade hakim veya mahkeme huzurunda doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz. Sanığın avukatı hazır olmaksızın verdiği ifadenin kovuşturmada doğrulanmaması halinde ikrardan bahsedilemez. (Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/13261 E. , 2021/9190 K. )
Müvekkilin de anlattığı gibi; müştekiler tarafından müvekkilimin şahsına hakaret edilmesi üzerine müvekkilin şikayet edeceğini̇ söylemesi̇ üzerine olay tamamen büyümüş, fiziksel olarak tartaklanmıştır ve gözüne biber gazı sıkılmıştır.
Müvekkilimin şikayet edeceğinden korktukları için de müvekkili kendi̇ suçlarını bastırmak adına mukavemet ve hakaretle suçlamışlardır. Biz eminiz ki̇ müvekkilim şikayet edeceğini söylemeseydi̇ kaza tespit tutanaklarını tutup olay yerinden ayrılacaklardır.
Müvekkil müştekilere karşı kesinlikle hakaret etmemiş ve görevli memurlara da direnmemiştir. Müvekkilin gözüne biber gazı sıktıklarında müvekkil yere düşmüş ve çırpınmaya başlamıştır. Biz tamamen müvekkilimin tekme attığı ve parmak büktürek veya tehdit ederek mukavemet ettiği iddialarını kabul etmiyoruz ve soyut buluyoruz. Suçlamaları kabul etmemekle birlikte müvekkile biber gazı sıkıldığında canının yanması sebebiyle ayaklarını asfalta sürttüğünü belirtti. Bu sırada ayağının çarpmış olabileceğini düşünüyoruz. Bu durumda da zaten müvekkilimin müştekilere karşı herhangi̇ bir yaralama ve mukavemet kastı kesinlikle yoktur. Hiç kimseyi de tehdit etmemiştir.
Ayni zamanda olayın tanığı dinlenmemiştir. Duruşmalı yargılamanın basit yargılamadan ayrıldığı yön dosyadaki̇ tüm delilleri̇ duruşmada dinlemektir. Ancak dosyanın tanığı dinlenilmeden müvekkil aleyhine karar verilmiştir. Ceza Hukukunun ilkeleri ihlâl edilmiştir, bunlar adil yargılanma hakkı ve nitelikle meram anlatma, sözlülük ilkesi.
Tüm bu anlattığımız sebeplerle müştekilerin kendi suçlarını bastırmak için ortaya böyle bir iddia attıklarını düşünerek müvekkilimin; unsurları oluşmayan ve soyut kalan suçlamalardan beraatini talep ediyoruz.
İş bu dilekçe ile birlikte usul ve yasaya aykırı olan yerel mahkeme kararının bozularak beraat kararı verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.
NETİCE VE TALEP : Yukarıda arz ve izah edilen ve resen gözetilecek nedenlerle;
Ankara 33. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/xxxx esas sayılı dosyası kapsamında vermiş olduğu usul ve yasaya aykırı olan HAGB kararına itiraz ediyor olup iş bu itiraz incelemesi neticesinde sanık lehine BERAAT kararının verilmesini saygılarımla arz ve talep ediyorum.11/04/2022
HAGB KARARINA İTİRAZ EDEN
SANIK MÜDAFİ
AV. SAMET CELT
- Temmuz 12, 2022
Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin imal ve ticareti eylemleri T.C.K.’nun 188. maddesinde suç olarak düzenlenmiş olup, içeriğinde uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin imali, ithal veya ihrac edilmesi, satılması, satışa arz edilmesi, başkalarına verilmesi şeklinde temin edilmesi, sevk edilmesi, nakledilmesi, depolanması veya kişisel kullanım amacı dışında satın alınmasına ilişkin hükümler düzenlenmiştir.
Yazımızda TCK 188. maddesinin bilgilendirici kısa açıklamasına yer vermekteyiz.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu nedir?
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ‘Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti’ başlığı altında, Kanun’un 188. maddesi kapsamında düzenlenmiş suçları oluşturan eylemlerin genel ibaresidir.
Suçun bazı hukuki özellikleri:
- Ağır Ceza Mahkemesinin görev alanına girmesi
- Kovuşturması şikayete bağlı suçlardan olmayışı
- Uzlaşmaya tabi olmaması
- TCK’nun ‘Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar’ bölümünde düzenlenmiş olup, suçun hukuki konusunun kamu sağlığı olması
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçları ve cezası
Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin imalatı, ülkeden ihracatı, ülkeye ithalatı, satışı, satışa arz ettirilmesi, veya kişisel kullanım amacı dışında satın alınması, temin edilmesi, sevk veya nakledilmesi, kabul edilmesi ve bulundurulması fiilleri ceza kanununda düzenlenmiş suçları oluşturmakta olup, işlenmesi hâlinde beş yıldan otuz yıla kadar hapis ve bin günden yirmi bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.
TCK Madde 188
T.C.K. 188. maddesinin metni:
Madde 188- (1) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve iki bin günden yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.(2)(3)
(2) Uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı fiilinin diğer ülke açısından ithal olarak nitelendirilmesi dolayısıyla bu ülkede yapılan yargılama sonucunda hükmolunan cezanın infaz edilen kısmı, Türkiye’de uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı dolayısıyla yapılacak yargılama sonucunda hükmolunan cezadan mahsup edilir.
(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.(1)(2) (Ek cümle: 18/6/2014 – 6545/66 md.) Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz.
(4) (Değişik: 27/3/2015-6638/11 md.)
a) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, sentetik kanabinoid ve türevleri veya bazmorfin olması,
b) Üçüncü fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi, hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) (Değişik: 18/6/2014 – 6545/66 md.) Yukarıdaki fıkralarda gösterilen suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(6) Üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde açısından da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/22 md.) Ancak, verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.
(7) Uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla birlikte, uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve ithal veya imali resmi makamların iznine bağlı olan maddeyi ülkeye ithal eden, imal eden, satan, satın alan, sevk eden, nakleden, depolayan veya ihraç eden kişi, sekiz yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.(1)(2)(3)
(8) Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
188/1
TCK 188/1’de uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imalatı, ithalatı veya ihracatı eylemleri suç olarak tanımlanmıştır.
188/2
TCK 188/2’de bir uluslararası ceza hukuku kuralına yer verilmiş olup, suç teşkil eden ihracat eyleminin özelliği üzerine, anılan eylemin diğer ülke açısından ithal olarak nitelendirilmesi dolayısıyla, eylemi ithal olarak niteleyen ülkede yapılan yargılama sonucunda hükmolunan cezanın infaz edilen kısmı, ülkemizde uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı dolayısıyla yapılacak yargılama sonucunda hükmolunan cezadan mahsup edileceği hakkında hüküm düzenlenmiştir.
188/3
TCK 188/3’te uyuşturucu veya uyarıcı madde konulu çeşitli eylemler tekil suç oluşturan eylemler olarak düzenlenmiştir.
188/4
TCK 188/4’de uyuşturucu veya uyarıcı madde kategori sınıflandırılmasına yer verilmiş olup, sentetik kanabinoid ve türevleri, eroin, kokain, morfin, bazmorfin maddeleri ceza artırımına sebep olarak gösterilmiştir.
Ayrıca dördüncü fıkranın ‘b’ bendinde ceza artırımına sebep olan TCK 188/3’de düzenlenen eylemlerin işlendiği yerler sıralanmıştır.
188/5
TCK 188/5’te, TCK 188/1, 188/2 ve 188/3 fıkralarında gösterilen suçların üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi ve suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlleri ceza artırımına sebep olarak gösterilmiştir.
188/6
TCK 188/6’da uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran, üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan maddeler ceza indirimine sebep olabileceği gösterilmiştir.
188/7
TCK 188/7’de suç konusu, uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmayan, fakat uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve ithal veya imali resmi makamların iznine bağlı olan maddelerdir. Gösterilmiş maddeler konulu çeşitli eylemler tekil suç oluşturan eylemler olarak düzenlenmiştir.
188/8
TCK 188/8’de eylemi gerçekleştirenlerin meslek grup sınıflandırılmasına yer verilmiş olup, TCK 188. maddesinde tanımlanan suçların, maddenin 8. fıkrasında geçen kişiler tarafından işlenmesi hâli ceza artırımına sebep olarak gösterilmiştir.
Uyarıcı veya uyuşturucu madde ticareti ve imali suçları nelerdir?
TCK‘nın 188. maddesinde, uyarıcı veya uyuşturucu madde ticareti ve imali suçları düzenlenmiştir. TCK‘nın 188. maddesi uyarınca; 188. maddede birbirinden bağımsız olarak gösterilmiş, uyuşturucu veya uyarıcı madde konulu hareketin herhangi birinin işlenmesiyle suç oluşmaktadır.
Kanun maddesinde düzenlenmiş suç oluşturan hareketler:
- ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç etme
- ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satma, satışa arz etme, başkalarına verme, sevk etme, nakletme, depolama, satın alma, kabul etme, bulundurma
- ithal veya imali resmi makamların iznine bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan herhangi bir maddeyi ülkeye ithal etme, ülkeden ihraç etme, imal etme, satma, satın alma, sevk etme, nakletme, depolama
İmal
TCK madde 188/1‘de öngörülen imal fiili, ham maddeyi işleyerek bir uyuşturucu madde üretmek anlamındadır. Dikkat etmek gerekir ki, saflaştırmanın dönüştürme ile eşdeğer sayıldığından dolayı, bir maddeyi saflaştırma, arındırma yöntemi ile uyuşturucu madde elde edilişi hareketi de imal olarak değerlendirilmektedir.
Buna karşın, uyuşturucu veya uyarıcı madde içeren bitkilerin ekimi, hasadı, kesimi, kurutulması gibi tarımsal işlemler TCK madde 188/1 kapsamında değerlendirilmemekte olup, uyuşturucu veya uyarıcı madde içeren bitkilerin tarımına ilişkin hususlar ceza hukukunda özel bir kanun ile düzenlenmiştir.
İthal
TCK madde 188/1‘de öngörülen ithal hareketi, başka bir ülkeden uyuşturucu maddeyi ülkemize getirme anlamındadır. Türkiye devlet sınırlarından herhangi bir taşıma yöntemiyle uyuşturucu maddenin yasadışı sokulması hareketi ithal suçunu oluşturmaktadır.
Dikkat edilmesi gerekir ki, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi bir ülkeden başka bir ülkeye ihraç etmek üzere Türkiye’yi transit geçiş kullanılması hâli, ithal veya ihraç değil, 188/3 kapsamında düzenlenmiş nakletme hareketi olarak değerlendirilmektedir.
İhraç
TCK madde 188/1‘de düzenlenmiş olan ihraç hareketi, uyuşturucu maddeyi Türkiye devlet sınırlarından yasadışı başka bir ülkeye çıkarılması veya çıkarılmasına yönelik icra hareketinin başlaması ve bu hareketlerin gümrük kapısı olan sınır bölgelerinde gerçekleşmesi anlamındadır.
Nakletme
TCK madde 188/3‘de öngörülen sevk etme ve nakletme hareketleri, uyuşturucu maddeyi ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak bir yerden başka bir yere götürme veya fiilen taşıma hareketini yapmayarak aktarma, gönderme anlamındadır.
Kabul ve bulundurma
TCK madde 188/3‘de öngörülen bulundurma hareketi, bir kimsenin uyuşturucu maddeyi ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak kişisel kullanım dışında bir amaçla hakimiyeti altında tutması anlamındadır.
TCK madde 188/3‘de öngörülen kabul etme hareketi, bir kimsenin başkasına ait uyuşturucu maddeyi ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak, herhangi bir maddi karşılık vermeden, kişisel kullanım amacı dışında alarak kendi fiili hakimiyetine geçirmesi anlamındadır.
Satma, satın alma, satışa arz etme
TCK madde 188/3‘de öngörülen satma hareketi, bir kimsenin uyuşturucu maddeyi ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak bir değer karşılığında başkasına vermesi anlamındadır.
TCK madde 188/3‘de düzenlenmiş satın alma hareketi, bir kimsenin uyuşturucu maddeyi ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak, kişisel kullanım amacı dışında bir değer karşılığında kendi fiili hakimiyetine geçirmesi, mübayaa etmesi anlamındadır.
TCK madde 188/3‘de belirtilen satışa arzetme hareketi, bir kimsenin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak uyuşturucu maddenin satışı için hazırlık hareketleri yapması, piyasaya sürmesi veya sunması anlamındadır.
Başkasına verme
TCK madde 188/3‘de düzenlenmiş olan başkasına verme hareketi, bir kimsenin kendisinde bulunan uyuşturucu maddeyi ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak, herhangi bir değer almaksızın ve satış amacı olmadan, başkasının fiili hakimiyetine geçirmesi anlamındadır.
Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçunun Unsurları
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunu oluşturan temel unsurlar, her suçta bulunması gereken üç zorunlu unsurdan oluşmakta olup, maddi unsur, manevi unsur ve hukuka aykırılık unsurudur.
TCK 188. maddesinde düzenlenen suçlarda maddi unsurun mevcudiyeti için icra davranışı aranmakta olup, kanun maddesinde belirtilen herhangi bir hareketin icrası ile suçun maddi unsuru gerçekleşmiş olur. Buna karşın, suçun maddi unsurunun oluşması için suçun maddi konusunun, yani uyuşturucu maddenin bulunması şartı aranmaktadır ve bu durumda hukuka aykırı ele geçirilen uyuşturucu maddelerin, “suçun maddi konusu” olarak hükme esas alınamayacağından, suçun maddi unsurunun oluşmadığı anlaşılmaktadır.
Suçun manevi unsuru, icra edilen hareket ile kişi arasındaki manevi bağı ifade ettiğinden, TCK 188. maddesinde düzenlenen suçlarda manevi unsurun mevcudiyeti için kast aranmaktadır. Suç oluşturan hareketi icra eden kişi, kanunda belirtilen maddi unsurları ve suçun maddi konusunu bilmediği takdirde, suçun icra hareketini yaparken kasten hareket etmiş sayılmamakta olup, suçun maddi unsurunun oluşmadığı anlaşılmaktadır. Suç oluşturan hareketin icrası sırasında, taksirli sorumluluk, hareketin suç oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşme hâllerinde, TCK Madde 30 hükümleri uygulanmaktadır.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarında hukuka aykırılık unsurunun gerçekleşmesi için, suç oluşturan hareketin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak yapılması aranmaktadır.
Suçun Özel Görünüş Şekilleri
Suç ve cezalarında genel olarak, teşebbüs, iştirak, içtima ve tekerrür özel görünüş hâlleri oluşturmaktadır.
Teşebbüs
Suça teşebbüs – bir kişinin işlemek isteyerek kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da icra hareketlerini kontrolü dışındaki koşullar nedeniyle tamamlayamamış olması hâlidir.
Uyuşturucu madde imal etmek kastıyla kişinin imal hareketinin icrası için gerekli maddeleri ve malzemeleri imalatın yapıldığı yerde bulundurması ve imalat için gereken icra hareketlerine başlaması ve kontrolü dışındaki koşullar nedeniyle tamamlayamamış olması hâlinde suça teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur. Teşebbüs hâlinin oluşabilmesi için doğrudan imal hareketine ilişkin icrai hareketlerin başlamış olması aranmaktadır. İmalatın icrası hareketine başlamak, ham maddeyi işleyerek, dönüştürme hareketine başlamak anlamındadır.
İthal hareketinin gerçekleşmesi için maddenin Türkiye devlet sınırından sokulması hareketinin tamamlanmış olması gerektiğinden, maddenin sınır kapısında yakalanmasıyla ithal suçuna teşebbüs hâli oluşmaktadır.
İhraç hareketinin gerçekleşmesi için uyuşturucu maddenin Türkiye devlet sınırlarından başka bir ülkeye çıkarılması hareketinin tamamlanmış olması gerektiğinden, maddenin sınır kapısında veya gümrük alanı içerisinde yakalanmasıyla ihraç suçuna teşebbüs hâli oluşmaktadır.
Kabul etme, başkasına verme, nakletme, sevk etme hareketleri tamamlanmadığında suça teşebbüs hâlinin oluşabilmesi mümkündür.
Bulundurma hareketi süregelen bir hareket olduğundan suça teşebbüs hükümlerinin uygulanmasına münasip değildir.
Tamamlanmamış satım hareketinin satışa arz etme suçu olarak nitelendirildiğinden, satım hareketinde teşebbüs hükümleri uygulanmamaktadır.
İştirak
Suça iştirak – suçun işlenmesine birden fazla kişinin katılması anlamında olup, faillik, azmettirme, yardım etme şeklinde gerçekleşmektedir.
TCK 188. maddesinde düzenlenen hareketlerden herhangi birini birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri ve hareketin icrasında bir başkasını araç olarak kullanan fakat hareketin icrasını bizzat gerçekleştirmeyen kişi fail olarak sorumlu olur.
TCK madde 188‘de düzenlenmiş olan hareketlerden herhangi birinin icrası için bir kişiyi ikna ile, rüşvetle, tehditle, menfaat vaadinde bulunarak, kışkırtarak, aldatarak, veya başka bir şekilde suçu işlemeye karar vermesinin sağlanması hâlinde suça azmettirme hükümleri uygulanmaktadır.
Uyuşturucu madde imal ve ticareti suçlarını oluşturan hareketlerden herhangi birinin icrasına yönelik maddi veya manevi katkıda bulunulması hâlinde suça yardım etme hükümleri uygulanmaktadır.
İçtima
Suçların içtimaı – birden çok suçun tek suçta toplanması anlamında olup, Türk Ceza Kanunu’na göre zincirleme suç ve fikri içtima olarak iki şekilde gerçekleştirilmektedir.
‘Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti’ ibaresi ile T.C.K. 188. maddesinde üç suç tipi düzenlenmiştir. Kişinin T.C.K.’nun 188. maddesinde düzenlenmiş birden çok suçu işlemiş olması hâlinde fikri içtima hükümleri uygulanmaktadır.
T.C.K.’nun 188. maddesinde düzenlenmiş herhangi bir suçu, bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı birden fazla işlenmesi veya aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek fiille işlenmesi durumlarında zincirleme suç hükümleri uygulanmaktadır.
Tekerrür
Suçta tekerrür – önceden işlenen bir suçun cezası kesinleştikten sonra, cezası infaz edilmiş olsun ya da olmasın, belli bir süre içinde, yeni bir suçun işlenmesi hâli anlamındadır.
Suçta tekerrür hükümleri TCK 58. maddesinde düzenlenmiş belli koşulların oluşması hâlinde uygulanabilmektedir.
Diğer çoğu suçtan farklı olarak, TCK 188’de düzenlenen uyuşturucu madde konulu suçlarda, yabancı ülke mahkemelerinden verilen hükümler tekerrüre esas alınmaktadır.
Sonuç
TCK 188. maddesi genel ve çok geniş kapsamlı bir madde olduğundan, uygulanmasında hassaslık gerektirdiğinin yanı sıra, öğretide de tartışma konusudur.
Yazımızda TCK 188. maddesinin detaylandırılmış kısa anlatımını yapmaya çalıştık.
Uyuşturucu madde konulu yasal sorunlarla ilgili sorularınız varsa, hem Ceza Hukuku öğretisine hakim, hem uyuşturucu madde konulu davalarda tecrübeli, hem de adli bilimlere hakim avukata danışmanız faydalı olur.
Ankara’da ağır ceza avukatı seçimi yaparken dikkatli olmanız faydalı olur. Ankara’da Ağır Ceza Avukatları Ceza hukuku alanında ağır hapis cezalarıyla sonuçlanabilir vakalarla ilgili avukatlık faaliyetleri yürüttüklerinden, hassasiyet, sorumluluk kriterlerinin farkındalığı önem göstermektedir. Ceza soruşturması, Ağır Ceza Yargılaması süreçleri, insanımızın hukuki yardıma en çok ihtiyaç duyduğu süreçlerdendir. İyi bir avukat Ceza Hukuku Teorisi ve vakalarda uygun tatbikini birlikte ele alarak, müvekkillerine çözüm odaklı hukuki danışmanlık ve etkin bir avukatlık hizmeti sunmaya çalışmaktadır.
Hukuk alanının belirlendiği mevzuatta ceza avukatı veya ağır ceza avukatı diye bir tanımını ararsak zorlanırız. Ancak, toplum içerisinde Ceza hukuku ile ilgili, Ağır Ceza Mahkemelerinin görevi kapsamında olan suçlarla ilgilenen avukatlar, ceza avukatı, ağır ceza avukatı olarak adlandırılmaktadır.
TARAFLARDAN BİRİNİ DİNLEMEDEN KARAR VEREN, DOĞRU KARAR VERSE DE; ADALETSİZLİK ETMİŞ OLUR. HZ. ALİ
Ceza Avukatı Bilgileri
Bizler de her daim adaletin peşinden giden insanlar olmalıyız. Ankaralı hemşehrilerimizin Ceza Avukatlığı konusunda sorularının bir kısmına bu yazımızda cevap bulmaya çalışacağız. Umarım hak adalet yolumuzu her daim aydınlatır..Ceza Avukatı nedir?
Hukuk bilimi – hukukun doğasını, sebep ve amaçlarını, hükümsel akıl yürütmeyi, hukuk sistemlerini, hukuk kurumlarını, hukukun ve yasaların toplumdaki tatbikinin derin anlamını konu alan, tarihi, fen bilimlerini ve daha bir çok disiplinin özünü biri biriyle ilgilendirip bütünleştiren muazzam bir bilimdir. Böyle bir ihtiva ve kapsamda doğal olarak uzmanlık dalları şekillenmiştir. Örneğin akademik alanda Hukuk teorisyeni, Hukuk tarihçisi, Ceza Hukuku hocası gibi nitelemeler.
Aynı şekilde toplum içerisinde avukatlar da uzmanlık alanlarına mukabil adlandırılmaktadır – Ceza Avukatı, Ağır Ceza avukatı nitelemeleri de buna bir örnek. Unutmamak lazım ki bu ülkemize özel bir durum değil. Ve yine de unutmamak gerekir ki bu durum bir avukatın kendini tanıtmasından ziyade toplum içerisinde onun nitelendirilmesidir, ve toplumun saygı duyulması gereken bir bakış açısıdır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve diğer mevzuatları incelersek avukatlık görevi için her hangi bir branş ayrımı nitelemelerinin yapılmadığını, ceza avukatı adında bir avukatlık dalının tanımlanmadığını görürüz. Bu durum da biz avukatların farkındalığı için önemlidir, her şeyden önce bir hukukçu olduğumuzu unutmamamız için, hukukun sütunu, esaslarına vakıf olunca ancak bu muazzam bilimin dallarının tümünü kolaylıkla anlayıp kavrayabileceğimizi bilmemiz hususunda. Yukarıda izah etmeye çalıştığımız üzere daha anlaşılır olmak için yazılarımızda ceza avukatı, ağır ceza avukatı kavramını kullanmaktayız.Ankara Ceza Avukatı Hangi Hukuk Alanlarında Hizmet Verir?
Ankara ceza avukatı, Ağır Ceza Mahkemeleri başta olmak üzere, Sulh Ceza, Asliye Ceza, Çocuk Ceza ve Fikri Mülkiyet Hakları, Miras Hakları gibi bir çok hukuki danışmanlık ve temsil hizmeti verir.
Ceza Hukuku, kişi hak ve özgürlüklerini korumak, kamu güvenliğini ve toplum barışını sağlamak amacıyla bu alanda kanunlar, yönetmelikler ve sair mevzuat içeren bir kamu hukuku dalıdır. Ülkemizde Ceza Hukuku temelini başta Anayasa olmak üzere 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunundan alır.
Vatandaşların anayasal hak ve özgürlüklerinin korunması hukuk devletinin gereğidir. Bu nedenle kişilerin kendilerini güvende hissetmelerini sağlamak devletin asli görevleri arasında yer almaktadır. Ceza kanunlarının iyi bir sistematik ve açıklıkla hazırlanması, suç ve cezaların belirlenmesi ve uygulama aşamasında özgürlükleri bağlayıcı yaptırımların hakkaniyetle uygulanması ceza hukuku alanının gelişmişliğini göstermektedir.
ANKARA CEZA AVUKATI GÖREVİ
Türk Ceza Hukuku sisteminde avukatların görevi soruşturma aşamasında başlar. Bu konuda yayınlanmış makalelerimiz bulunmaktadır. Gerek sanık müdafi olarak gerekse müşteki ya da suçtan zarar gören çocuk vekili olarak soruşturma aşamalarında hakkının korunmasını talep eden kişilere avukatlar hukuki danışmanlık hizmeti verir. Ankara’da görevini yerine getirmekte olan avukat Samet Celt tarafından görevi gereği karakoldaki ifadeden başlayarak, davanın İstinaf ya da Yargıtay safhalarına kadar takibi özenle yapılmaktadır.