Danışmanlık

09.00-20.00 Arasında

WhatsApp

+90 (536) 961 78 73

Ceza Avukatı

Samet Celt

MÜHÜR BOZMA SUÇU NEDİR ?

Mühür bozma mühür fek ki suçu da denir. Kasten işlenen bir suçtur. Mührün amacı ya da buradaki mühür bozma suçundaki kurulan hukuksal değer kamu güvenilirliğidir. Kamu güvenirliliği dediğimiz hususta hukuk nezdinde korumaya çalıştığı değer toplumun devlete olan ;satın alınmaz, eşit işlem yapar ,tarafsız davranır, devlet kendi adına iş yapacak kişiyi özenli ve titiz seçer bu nedenle kişiler bu kişiler dürüsttür. Devletin yaptığı işlemler geçerlidir ve herkes aynı kurallara tabidir.Kimse kuralları hile ile çiğneyemez fiillerin sonuçları vardır güven duygusunu korumaktadır. Sonuç olarak bu suçta öncelikle kamu idaresinin saygı ve itibari korunur. Böyle bir olayın faili olduysanız size en yakın avukattan destek alarak konu olan vakayı çözüme kavuştura bilirsiniz Ankara’de Av. Samet Celt olarak desteklerimi ve deneyimlerimi paylaşmaktan onur duyarım.

MÜHÜR BOZMA SUÇU NASIL İŞLENİR?


Mühür bozma müzik konulma amacının dışında hareketler yapılmasıyla meydana gelir.
1)Mühür bozma suçu temelde iki farklı fiil ile gerçekleştirilir birisi mührün kaldırılması yani var olan mühürün kaldırılıp ,sökülmesi, yakılması ,bozulması gibi mührün üzerine bir fiil yapılan işlemlerdir.
2)İkinci film ise mührün konulma gayesine aykırı kullanımıdır. Bu fiil de mührü fiziki olarak herhangi bir yakma kırma bozma gibi suçun işlenmemektedir. Fakat mührün konulmasının amacını yıkmak üzere mühür işlevini görmezden gelmekten oluşan bir fiildir. Örneğin bir dükkanın önüne bir mühür konulduğunda mührün kaldırılmadan dükkanın işletmesine devam edilmesi, mührün konulma gayesine aykırı bir kullanımıdır. Bu kullanımı ya da bu fiil neticesinde de mührün fekki suçu işlenir.


MÜHÜR FEKKİNİ CEZASI NEDİR?


TCK203’e göre altı aydan üç yıla kadar hapis cezası veya adli ceza verilir.Mühür suçu mühür bozma suçu şikayete tabi suçlar arasında değildir haliyle şikayete tabi suresini olmadığından dolayı herhangi bir şikayet süresi de bulunmamaktadır.Görüldüğü üzere pek çok ayrıntısı bulunan bir konudur. Ankara’de Av. Samet Celt olarak desteklerimi ve deneyimlerimi paylaşmaktan onur duyarım.

TAKİPSİZLİK KARARI

Bir suç işlendiğine dair şikayet ya da ihbar alan savcının soruşturma sürecinde fiilin suç teşkil edip etmediğini ya da failin suçu işleyip işlemediğini anlamak amacıyla deliller topladığı ,şüpheli ile ilgili işlemlerin yapıldığı aşamaya soruşturma aşaması demekteydik.

TAKİPSİZLİK KARARI YANİ KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARAR NEDİR?

Takipsizlik kararı ise soruşturma aşamasında şüphelinin fiili işlediğine dair yeterli delillerin olmaması sebebiyle verdiği karardır. Bu karar verildikten sonra kişi şüpheli sıfatından kurtulup hakkında açılan dosya kapanmış olur.

Size en yakın avukattan destek alarak konu olan vakayı çözüme kavuştura bilirsiniz Ankara’da  Av. Samet Celt olarak desteklerimi ve deneyimlerimi paylaşmaktan  onur duyarım.

Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar Nasıl Verilir ?

Temel de 7 sebep bulunmaktadır

1)Cumhuriyet Savcısı’nın soruşturmaya başlayıp da araştırma sonucunda kovuşturmaya yani yargılama aşamasında geçmeye yeterli delil bulunmaması halinde takipsizlik karar verilir.

2)Diğer temel sebeplerinden birisi de etkin pişmanlıkdır etkin pişmanlık hükümleri uygulanması cezasızlık nedenlerin biri söz konusu olması durumunda gene savcı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verebilir.

3) Diğer temel sebeplerinden birisi de kovuşturma olanağının bulunmaması halinde söz konusu olması durumunda gene savcı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verebilir. Örneğin yaş küçüklüğü sebebiyle kovuşturma olanağının bulunmaması durumunda.

4)Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlarının etkili olduğu etkenlerden birisi de şikayet hakkından mağduru şikayetten vazgeçmesidir.

5)Kamu davasının ertelenmesi kararından sonra denetim süresinin sonunda

6) Kamu görevlisi hakkında izin verilmediğinde

7)Uzlaştırma sonunda bu sebeplerle savcı takipsizlik kararı verebilir ve dosya kapanır.

Bir olayın mağduru ya da faili olduğunuzda bu vakıayı hukuki destek alarak çözmeniz sizin için en iyi bir çözüm olacaktır. Size en yakın avukattan destek alarak konu olan vakayı çözüme kavuştura bilirsiniz Ankara’da  Av. Samet Celt olarak desteklerimi ve deneyimlerimi paylaşmaktan  onur duyarım.

Şikayet Hakkı Ve Şikayetten Vazgeçme

Şikayet hakkı nedir?

Şikayet Hakkı, kanunda suç olarak tanımlanan bir fiilin, savcılık tarafından soruşturulması veya mahkemelerce şüphelinin yargılanması için, suçun mağduruna ya da zarar görenine tanınan kişiye sıkı sıkıya bağlı bir Kamu Hukuku hakkıdır.

Şikayet hakkı, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır, bizzat hak sahibi kullanır, başkasına, mirasçılara geçmez. Ancak, kişinin sağlığında şikayet hakkını kullandıktan sonra vefat etmesi halinde, mirasçıları yargılama aşamasında ceza davasına müdahil sıfatıyla katılabilirler.

Şikayette bulunan, var olan durumdan ve olaydan şikayetçi olan kişiye ceza mahkemelerinde müşteki denilmektedir. Müşteki sıfatını taşıyan taraf, gerçek bir kişi olabileceği gibi tüzel bir kişi de olabilir.

Şikayetten vazgeçme nedir?

Şikayetten vazgeçme, yargılama işlemi şikayete bağlı suçlarda, şikayet hakkını kullanan mağdur veya zarar gören kişinin şikayetinden vazgeçmesi, geri alması ile soruşturmayı sona erdiren, yargılama aşamasına geçilip ceza davası açılmışsa, davanın düşmesine yol açan bir hukuki işlemdir.

Soruşturma aşamasında şikayetten vazgeçme

Soruşturma aşamasında şikayetten vazgeçilmesi halinde, fiil, yargılama işlemi şikayete bağlı suçlardan ise soruşturma sona erer. Dava açılmadan dosya kapanır. Eğer şikayet konusu fiil birden fazla kişi tarafından işlenmişse, bir kişi hakkında şikayetten vazgeçme, diğer kişilerin de hukuki durumunu aynı şekilde etkiler.

Yargılama aşamasında şikayetten vazgeçme

Şikayetten vazgeçmenin yargılama sürecinde kullanılması halinde, fiil, yargılama işlemi şikayete bağlı suçlardan ise ceza davası hakkında düşme kararı verilir. Eğer şikayet konusu fiil birden fazla kişi tarafından işlenmişse, tek bir kişi hakkında şikayetten vazgeçilmesi halinde dahi, mahkemede açılan ceza davasının düşmesi kararından tüm kişiler yararlanır.

Şikayetten vazgeçme halinde verilecek karar, vazgeçme yargılama sürecinde yapılmışsa, şüphelinin kabulüne bağlıdır. T.C.K.’nun 73. maddesi 6. fıkrasına göre vazgeçme onu kabul etmeyen kişiyi etkilememektedir. Eğer kişi şikayetin geri çekilmesini kabul etmezse, ceza davası hakkında düşme kararı verilemez ve yargılamaya devam edilir. Bu durumda kişi yargılama sonunda hakkında beraat kararı verilmesini talep edebilir.

Yargılama işlemi şikayete bağlı olmayan suçlarda, şikayetten vazgeçilmişse, dava hakkında düşme kararı verilmez, kamu davasına devam edilir.

Şikayetten vazgeçme nasıl yapılır

Şikayetten vazgeçme başvurusu, kolluk, savcılık, mahkeme gibi merciler ile valilik veya kaymakamlık gibi idari organlara dilekçe sunarak da yapılır. Cumhuriyet savcılığı veya mahkemenin, hakimin huzurunda açıkça beyanla da yapılır.

Önemli husus, şikayetten vazgeçme iradesinin şüpheye yer bırakmayacak bir şekilde anlaşılmasıdır.

Şikayetten vazgeçme dilekçesi örneğine, ve dilekçe ile ilgili ayrıntılara – Şikayetten Vazgeçme Dilekçesi Örneği başlıklı yazımızda ulaşabilirsiniz.

Şikayet ve şikayetten vazgeçmenin yasal süreleri

Yargılama işlemi şikayete bağlı suçlarda, şikayet süresi 6 ay olarak düzenlenmiş olup, bu süre mağdurun veya zarar görenin şikayet edeceği kişinin kim olduğunu öğrendiği günden başlar.

Şikayetten vazgeçme, yargılama sonucu verilen hüküm kesinleşinceye kadar mümkündür. Şikayettin geri alınması hakkı, istinaf mahkemesi, temyiz incelemesi sürecinde de kullanılabilir.

Şikayet hakkı bize ne sağlar?

Kişiler arasında olumsuz durumları davaya konu ederek ; kişilerin birbirlerinin özel alanına müdahalesini engellemek, mağdurun uğradığı zararın karşılığının ödenmesini sağlamak ,mağdurun onurunu zarar görmesini önlemeyi sağlar .

Şikayet hakkı nasıl kullanılır

Şikayet hakkı suçtan zarar gören tarafından kullanılabilmektedir buradan anlaşılıyor ki şikayet hakkı zarar gören yani müşteki ile sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Zarar görenin bunu bizzat kendisinin kullanması  gerekmektedir. Bu noktada anlaşılıyor ilk önemli hususumuz şikayeti mağdur olanın gerçekleştirmesi gerekir.

 Şikayet hakkındaki ikinci önemli husus ise kanunda düzenlenen süre içerisinde yapılmalıdır.

T CK 73’e göre göre” Soruşturulması veya kolluk kovuşturması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı taktirde soruşturma kovuşturma yapılamaz.”

Üçüncü önemli bir husus da şikayet hakkında şikayetin kanun ile düzenlenen ilgili makamlara yapılması gerekmektedir

CMK 158’e göre “1)Suça ilişkin ihbar ve şikayet Cumhuriyet Başsavcılığına veya kolluk makamları ne yapılır.

2) Valilik veya kaymakamlığa ya da mahkemeye yapılan ihbar veya şikâyet, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir.

Şikayet hakkı kamu hukukunda kişilere verilen en önemli haklardan birisidir. Bir olayın mağduru ya da faili olduğunuzda bu vakayı hukuki destek alarak çözmeniz sizin için en iyi bir çözüm olacaktır. Size en yakın avukattan destek alarak konu olan vakayı çözüme kavuştura bilirsiniz.

ŞİKAYETE TABİ SUÇLAR NELERDİR?

Şikayete tabi suçlardır kanunda açıkça belirlenmiştir.Bunlardan bazıları;

  • Kasten yaralama
  • Taksirle yaralama
  • Cinsel saldırı
  • Reşit olmayanla cinsel ilişki
  • Tehdit
  • Hakaret
  • Mala zarar verme
  • Bedelsiz senedi kullanma
  • Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali
  • Açığa imzanın kötüye kullanılması
  • hukuki alacağı tahsil etme amacıyla dolandırıcılık gibi kanunda belirlenen suçlardır.

Anlaşılacağı üzere şikayete bağlı suçlar da müşteki tarafına şikayet hakkı kullanıldığı taktirde soruşturma başlatılır. Savcılık, polis, valilik gibi soruşturma başlatmaya yetkili organların şikayete bağlı suçlarda şikayet olmaksızın soruşturma başlatma yetkisi yoktur.

Örneğin bir kimse bir kimseyi tehdit ettiğinde, suçun işlendiği kolluk kuvvetleri tarafından görülüp duyulsa dahi, kolluk kuvvetleri tehdit suçu üzerinden şikayetçi tarafından şikayet edilmediği taktirde işlem yapamaz.

Sonuç

İştirak halinde, yani birden fazla kişi tarafından birlikte işlenen suçlarda, şikâyetin geri
alınması, suçta iştiraki iddia olunan faillerin tamamına sirayet eder. Şikayet hakkının kullanılmasında da kural aynı şekildedir.
Eğer sanıklardan biri şikayetin geri alınmasını kabul etmezse, şikâyetin geri alınmasını kabul etmeyen sanık hakkında yargılanmaya devam edilir, yani yargılamaya devam edilmesi sadece kabul
etmeyen sanık için geçerli olur.
Soruşturma aşamasında, yani yargılanma sürecine başlanmadan yapılmış şikayetin geri alınması, şüphelinin kabulüne bağlı tutulmamıştır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi T. 2.11.2015, E. 2013/19972, K. 2015/36887)
T.C.K.’nda suçtan zarar görenin ölmesi durumunda, kullanmamış olduğu şikayet hakkını, 2. derece soybağı, eş ve kardeşleri olan mirasçıları tarafından kullanabileceği bir istisna mevcuttur. Hakaret suçunu konu alan T.C.K’nun 131 maddesi 2. fıkrasında bu istisna düzenlenmiştir. Bu istisnai kural şikayet hakkının kullanılması için geçerli olduğu gibi şikayetin geri alınması için de geçerlidir. Bu istisna, mirasçıların konuyla ilgili uzlaştırma sürecinin de tarafı olabilmelerini mümkün kılmaktadır.

Eğer soruşturma aşamasındaysak yani bir savcı tarafından olaya konu olan suçun oluşup oluşmadığı  araştırılma halinde ise müşteki şikayetinden vazgeçerse soruşturma sona erdirilir.

Kovuşturma aşamasında şikayetten vazgeçmek istenirse  yani savcı bir suç işlendiğine kanaat getirmesi sebebiyle hazırladığı  iddianameye göre faile yapılacak yaptırımların belirlenmesi sırasında şikayetten vazgeçilmek istenirse şikayetten vazgeçme davanın düşmesine yol açabilir

Şikayetten vazgeçme hususunda  şöyle bir etki vardır eğer birden fazla sanık varsa ve siz şikâyetinizden vazgeçmişseniz vazgeçme işleminiz bütün sanıkları etkiler. Şikayetten vazgeçme İşleminiz neticesinde diğer sanıklar da serbest bırakılır.

Önemli diğer bir hususta bir kimse şikayetinden vazgeçtikten sonra tekrar şikayetinin vazgeçmesinden vazgeçemez. Örneğin siz bir kimsenin size tehdit ettiğini bildirdikten sonra şikayetinizden vazgeçtiniz sonra bu vazgeçme işleminizden  tekrar vazgeçemezsiniz.

Şikayetin geri alınması da yine şikayet başvurusu gibi kolluk, savcılık ,mahkeme gibi merciler ile valilik veya kaymakamlık gibi idari organlara başvurarak yapılabilir.

Şikayet hakkının kullanılması  ve şikayetin geri alınmasında görüleceği üzere fazlaca istisnaları mevcuttur. Kamu hukukunda kişilere verilen en önemli haklardan birisi olan hak olması sebebiyle bir hak kaybına uğramanızı istemeyiz. Bir olayın mağduru ya da faili olduğunuzda bu vakıayı hukuki destek alarak çözmeniz sizin için en iyi bir çözüm olacaktır.

Şikayetin geri alınması da, Kamu Hukukunda kişiye tanınan oldukça önemli haklardandır. Size en yakın avukattan destek alarak konu olan vakayı çözüme kavuştura bilirsiniz Ankara Çankaya ilçesinde avukat olarak bulunan Samet Celt Hukuk Bürosu olarak müvekkillerimize ve danışmanlık hizmetimizden yararlanan insanımıza bu konuda desteğe hassasiyet göstermeye önem vermekteyiz.

Mahsup Nedir?

Mahsup, kelime anlamı olarak hesap etmek, hesaba geçirmek anlamında kullanılabilmektedir. Ceza hukukundaki mahsubun kelime anlamı ise mahkeme hükmü verilene kadar geçen sürenin eğer ki hükümde bir ceza verilecek ise bu sürenin ceza süresinden düşürülmesidir.

Cezadan mahsup olmak

Mahsup kelimesi Türk ceza kanununun 63. maddesinde karşımıza çıkmaktadır. Hükmün kesinleşmeden önce şahıs özgürlüğünü kısıtlayacak her türlü fiil için geçen sürenin hükmolunan ceza suresinden indirilmesi anlamına gelmektedir. Türk ceza Kanunundaki bu madde, suç iddiası ile yargılanan her bir şahsın yargılama süreci boyunca kısıtlanan özgürlükleri sebebiyle yaşadıkları mağduriyetin giderilmesini amaçlamaktadır.

Başka bir suçtan tutuklunun mahsup edilmesi

Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan her bir Türk vatandaşı daha önceden işlemiş olduğu bir suçtan dolayı mahsup talebinde bulunabilmektedir. Bu durum tamamen kanuni bir haktır ve duruşmayı yöneten hakimin bu kararda kesinlikle takdir yetkisi yoktur. Bu hak anayasamız tarafından koruma altına alınmıştır. Başka bir suçtan tutukluluğun mahsup edilebilmesi için belli başlı şartlar vardır.

Mahsup şartları

  • Mahsup hakkının kullanılabilmesi için ilk olarak özgürlüğünün kısıtlanmış olması gerekmektedir. Çünkü mahsup özgürlüğü kısıtlanan bireyler için hazırlanan bir tür hukuki uygulamadır. Mahsup istenilen ilk suçta kişinin gözaltına alınması ya da tutuklanması gerekmektedir. Bunların dışında ev hapsi gibi uygulamalar da kişinin özgürlük hakkını kısıtladığı için mahsuptan yararlanmaya hak kazandırabilecek örneklerdendir.
  • Başka bir suç sebebiyle mahsup talebinde bulunabilmeniz için ilk suçun kararının kesinleşmeden önce mahsup talebinde bulunmaya amaçladığımız ikinci suçun işlenmiş olması gerekmektedir. Bunun nedeni ise mahsuptan yararlanacağını düşünerek ilk suçun kararının kesinleştikten sonra yeni bir suç işlemeye uygun bir ortam oluşmuş olmasıdır.
Adli para cezasında mahsup tutarı

Hüküm kesinleşmeden önce özgürlüğünüz kısıtlanmış ve mahsup talebinde bulunmaya hak kazanmış iseniz adli para cezası için mahsup talebinde bulunabilirsiniz. Tutuklulukta geçirmiş olduğunuz her bir gün 100 TL sayılmaktadır. Örneğin hüküm kesinleşmeden önce 10 gün tutuklu kaldığınız ve hüküm kesinleştikten sonra adli para cezası almış iseniz para cezanız üzerinden 1000 TL değerinde indirim yaptırma hakkına sahipsiniz.

Ceza mahsup dilekçesi nereye verilir?

Ceza mahsup dilekçenizi hazırladıktan sonra cezanız da indirim yapacağınız mahkemeye ceza mahsup dilekçenizi vermeniz gerekmektedir. Mahsup indirimi hakim takdirine bağlı değildir. Bu sebeple yetkili mahkeme tarafından hukuka uygunluğu kontrol edildikten sonra eğer ki mahsup yapılması gerekiyor ise dilekçeniz kabul edilecektir.

Ayrıca ceza hukuku ile ilgili bir çok yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.

Adam Öldürmeye Teşebbüs Suçu

Adam öldürmeye teşebbüs suçu, Türk ceza kanunumuzda kasten veya taksirle adam öldürme olarak iki bölüme ayrılmıştır. Adam öldürmeye teşebbüs iddiasının geçerli olabilmesi için, adam öldürme suçuna teşebbüs eden kişinin, adam öldürmek kastının varlığı şarttır. Yani özetle açıklayacak olursak; adam öldürmeye teşebbüs suçunun oluşması için bir insanı öldürmeye yönelik bir hareketin var olması gerekmektedir. Eğer ki adam öldürmeye teşebbüs suçunun varlığı iddia ediliyor ise şüpheli şahsın bir insanı doğrudan öldürmeye kast etmiş olması gerekmektedir. Aksi takdirde bu İddia geçersiz sayılmaktadır.

Kasten adam öldürmeye teşebbüs suçunun cezası

Kasten adam öldürmeye teşebbüs suçunun cezası Türk ceza kanunumuzda belirlenmiştir. Kasten adam öldürmeye teşebbüs suçu ile suçlanan şahsın yaptığı hareketlere göre ceza miktarı artırabilir veya azaltılabilir. Adam öldürmeye teşebbüs suçunun kanunda öngörülen cezaların aşağıda sıralanmıştır.

  • Türk ceza kanununda; Basit adam öldürmeye teşebbüs suçunda somut olayın özelliklerine göre 9 ila 15 yıl arasında ceza öngörülmektedir.
  • Türk ceza kanununda; Nitelikli adam öldürmeye teşebbüs suçunun oluşması halinde somut olayın özelliklerine göre 13 ila 20 yıl arasında ceza öngörülmektedir.
  • Türk ceza kanununda; Nitelikli öldürmenin herhangi bir ihmal meydana getirilerek işlenmesine teşebbüs halinde somut olayın özelliklerine göre 5 ile 19 yıl arasında ceza öngörülmektedir.
  • Türk ceza kanununda; diğer ihmal halleri kullanılarak öldürmeye teşebbüs edilmesi halinde somut olayın özelliklerine göre 3 ila 12 yıl arasında ceza öngörülmektedir.
Adam öldürmeye teşebbüs suçunda indirim nasıl yapılır?

Adam öldürmeye teşebbüs edilmesi halinde; verilen cezadan yapılacak indirimin, o ana kadar yapılmış olan bütün hareketlerin yaşam hakkına yönelik ortaya çıkardığı tehlike veya zarara bakılacaktır. Bu konuyu biraz daha detaylandıracak olursak, adam öldürmeye teşebbüs suçu işlenirken verilen zarar -yani yaraların çokluğu- isabet alınan organlar tehlikenin doğup doğmadığı ile ilgili durumlar, öldürmeye teşebbüs verilen kişinin bedeninde meydana gelmiş olan zararın ağırlığı gibi durumlar dikkate alınarak indirim durumları, davanın sürdüğü ceza mahkemesi tarafından uygulanmaktadır. Bunun dışında adam öldürmeye teşebbüs suçundan gönüllü olarak vazgeçmek de indirim almaya neden olabilecek fiiller arasındandır. Gönüllü vazgeçme şu şekilde gerçekleşmelidir:

Şüpheli şahıs adam öldürmeye teşebbüs suçunu işledikten sonra pişmanlık göstergesi olarak, öldürmeye teşebbüs edilen şahıs şahsın arabayla hastaneye götürmesi, yarasına tampon uygulaması, veyahut 112 acil hattını araması gibi davranışları gerçekleştirmesi gerekmektedir.

Ceza Hukukunun İlkeleri

Ceza hukukunun ilkeleri, suç ve ceza kavramlarını inceleyerek kişilerin hak ve hürriyetleri üzerinde oldukça etkili olan bir hukuk alanıdır.

Genel ve özel ceza hukuku olarak ikiye ayrılmaktadır. Genel ceza hukuku, suçun tanımı, unsurları, ceza hukukunun temel ilkeleri, cezanın tanımı, cezayı azaltan, suçu veya cezayı ortadan kaldıran nedenler şeklinde bütün suç ve cezaya yönelik ilke ve yöntemleri kapsamaktadır. Özel ceza hukuku ise ülkelerin kanunlarına göre suça neden olan eylemler ile bunların kapsamı ve sınırlılıkları ve bunlar için öngörülen cezaları içermektedir. Ceza hukukunun uygulanmasında kişilerin hak ve hürriyetlerini güvence altına alan bir takım ilkeler kabul edilmiştir. Bu ilkeler arasında suçta ve cezada kanunilik ilkesi ile suçta ve cezada kusur ilkesi çok önemlidir.

Ceza Hukukunun Temel İki İlkesi

Suçta ve cezada kanunilik ilkesine göre suç ve ceza ancak kanunla belirlenmektedir. Kanunda suç olduğu açıkça belirtilmeyen bir eylem hakkında kişilere ceza verilemez. Böylece suç tanımınında kanunlarla düzenlenmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. Kanunilik ilkesiyle birlikte belirlilik ilkesi de oldukça önemlidir. Bu ilkeye göre ilgili suçun tanımı, suç unsurları, hangi davranışların suç oluşturduğu ve hangi yaptırımların uygulanacağı açık ve anlaşılır şekilde olması gerektiğine vurgu yapmaktadır. Yine kanunilik ilkesine göre bir kişi geçmişte işlediği suç olmayan bir eylemi sonradan suç olarak nitelendirildiği için cezalandırılamaz. Böylece bu ilkeye göre kişilerin aleyhine çıkan kararlar geçmişe yürüyemez. Ayrıca kanunda açıkça suç ve ceza olarak tanımlanan eylemler, benzer olduğu düşünülen başka eylemlerle kıyaslanamaz.

Suçta ve cezada kusur ilkesi, cezalandırma için bir eylemi kişinin bileyerek ve isteyerek işlemesi ile gerçekleşeceğini ifade etmektedir. Bu ilkeye göre ceza sorumluluğu kişiseldir, cezalandırılacak olan kişide bizzat suçu işlemiş olandır.

Ceza Hukukunun Diğer İlkeleri

Ceza Hukukunun diğer önemli ilkeleri de temel ilkeleri destekleyen ve onlardan türeyerek ortaya çıkan ilkelerdir. Bu ilkelerden ilki, suç ve cazanın şahsiliği ilkesidir. Bu ilkeye göre suçu işleyen kişiden başkası suçlanamaz ve suçludan başka bir kişi cezalandırılamaz. Diğer ceza hukuku ilkesi, ceza kanunlarının yer yönünden uygulanmasında mülkilik ilkesidir. Buna göre suç işleyen kişinin vatandaşlığı dikkate alınmaksızın suçu işlediği ülkenin kanunlarına göre cezalandırılmaktadır. Bazı istisnai durumları bulunsa da yasada yer alan hükümlere göre işlem uygulanmaktadır. Son ceza hukuku ilkesi ise suçun geriye yürüme yasağıdır. Kişi, kanunda suç olarak ifade edilmeyen bir eylemi işlediği tarihten sonra bu işlediği eylemin suç sayıldığı yeni kanunla kabul edilirse geçmişte işlediği bu eylem yüzünden ceza alamaz. Yani eylemin suç sayıldığı kanunla belirlendiği tarihten sonra eylem geçmişe yürütülerek cezalandırılamaz.

Ceza hukukunun temel ilkeleri avukatlar, savcı ve hakimler tarafından ilgili maddelerine ve hükümlerine kadar daha detaylı bir şekilde bilinmekte ve uygulanmaktadır. Ancak bu temel bilgilerin müvekkiller tarafından da bilinmesi önemlidir. Ceza hukukuna ilişkin temel ilkeler müvekkillerin hangi haklara sahip olduğu ve bu hakların ne ifade ettiğini bilmek aynı zamanda iyi bir avukat desteği de almayı sağlar. Daha profesyonel ve uzman avukat tercihinde bulunursunuz. Ankara’da böyle bir arayış içerisinde iseniz kesinlikle Av. Samet Celt ile görüşmelisiniz. Ağır ceza avukatı olarak hizmet veren Celt, alanında oldukça başarılı ve öne çıkıyor. Kendisi ile ilgili daha detaylı bilgi sahibi olmak için özel web sitesi olan https://celt.av.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.

Tutukluluğa İtiraz Nasıl Yapılır?

Tutukluluğa itiraz nasıl yapılır ve böyle bir durumla karşılaşıldığınız da ne gibi haklarınız vardır.

Tutukluğun aslen iki ana amacı vardır. Birinci amacı Cumhuriyet Başsavcılıklarının açmış olduğu soruşturmalarda şüphelinin, Ağır Ceza Mahkemeleri ve Asliye Ceza Mahkemeleri evlerinde ise sanığın delilleri toplanmasına ve delillerin karartılmasına engel olmaktır.

İkinci amacı ise Cumhuriyet Başsavcılıklarının açmış olduğu soruşturmalarda şüphelinin, Ağır Ceza Mahkemeleri ve Asliye Ceza Mahkemeleri evlerinde ise sanığın kaçmasını önlemektir.

İşte bu nedenlerle  sanık veya şüpheli tutuklanır. İlgili tutukluluk kararlarına, sanık veya şüphelinin itiraz hakkı yok mudur ? Tabii ki vardır.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 101. Maddesinin 5. Fıkrası, 104. Maddesinin 2. Fıkrası, 267. Ve 268. Maddeleri gereğince, tutukluluğa itiraz süresi 7 gündür. Bu itirazı sanığın veya şüphelinin kendisi ve varsa eşi de yapabilmektedir ancak; avukatı vasıtasıyla yapabilecektir. Samet Celt Tutukluluk Kararına İtiraz Konusunda uzmanlaşmış avukatlardır.

Ankara Ceza Avukatlarından Samet Celt tutukluk süreci ve tutukluluğa itiraz süreçlerinde tüm haklarını sanığa ve şüpheliye hatırlatma noktasında yardımcı olacaktır. Delillerin toplanmasını isteme noktasında yardımcı olacak, susma hakkını kullanması gerektiği yerlerde bilgi vererek, sanık veya şüpheliyi gerekli hukuki bilgi ve tecrübelerinden faydalandırma noktasına yardım edeceklerdir.

Bir şüpheli veya sanığın tutuklanabilmesi için Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve tutukluluk nedeninin bulunması gerekmektedir.

Netice olarak kolluk ifadesinde ve sulh ceza hakimliği aşamalarında haklarını tam olarak kullanabilmek ve mağduriyet yaşamamak için iletişime geçmenizi rica ediyoruz.

Ceza Mahkemeleri Hangi Suçlara Bakar?

Ceza mahkemeleri asliye ceza, sulh ceza ve ağır ceza olarak üç dala ayrılmaktadır. Bütün ceza konularını ve gereken işlemlerin yapılma aşamalarının yönlendirilmelerini kapsar. Sizler de ceza mahkemeleri ve yetki alanlarının yanı sıra davalarınız ile ilgili tüm bilgi ve yardım talepleriniz için Av. Samet Celt ile iletişime geçebilirsiniz.

Sulh Ceza Mahkemesi Nedir?

Sulh ceza mahkemesi, Ceza Muhakemesi Kanunu 5271 sayılı esasa göre gerçekleştirilen bazı soruşturma işlemleriyle, bu işlemlere gerçekleştirilen itirazlar ve idari nitelikteki bazı işlemlere itirazları inceleyen mahkeme olarak görev yapar. Kanunda Sulh Ceza Hakimliği olarak düzenlenmesine karşın, AİHM uygulamasında bağımsız ve tarafsız bir yargı yeri niteliğinde kabul görmesi, tutuklama ve benzeri tali ceza davalarıyla alakalı da karar vermeye görevli olması sebebiyle hukuken mahkeme olarak nitelendirilmektedir.

Sulh ceza mahkemesi, soruşturma aşamasındaki birtakım işlemlere bakmakla görevlidir. İddianameyle bir ceza davası açılmasından yani kovuşturmadan sonraki yargılama süreçleri, suçların ve sanıkların vasfına göre aşağıdaki mahkemelerce gerçekleştirilir;

  • Asliye ceza mahkemesi,
  • Ağır ceza mahkemesi,
  • Çocuk ağır ceza mahkemesi,
  • Çocuk mahkemesi,
  • İcra ceza mahkemesi,
  • Fikri ve Sınaî haklar ceza mahkemesi,

Asliye Ceza Mahkemesi Nedir?

Ceza yargılama sisteminin temel mahkemelerinden bir tanesi asliye ceza mahkemesidir. Diğer ceza mahkemelerinin görevli olmadıkları bütün iş ve davalara asliye ceza mahkemeleri bakmakla yükümlüdür.

Ceza yargılamalarının gerçekleştirildiği asıl görevli mahkemeler ağır ceza ve asliye ceza mahkemeleridir. Bu iki mahkemenin dışındaki diğer bütün ceza mahkemeleri özel yasalarla kurulmuş özel mahkemelerdir.

Görevli mahkemelerin belirlenmesi konusunda pek çok istisna bulunmasına karşın ana kriter şudur;

  • 10 sene ya da daha az hapis cezası gerektiren iş ve davalara asliye ceza mahkemeleri bakmakla görevlidir,
  • 10 sene ya da daha çok hapis cezası gerektiren iş ve davalara ise ağır ceza mahkemeleri bakmakla görevlidir.

Mahkemelerin görev alanlarının belirlenmesi sürecinde hafifletici veya ağırlaştırıcı nedenler gözetilmeden kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırı göz önünde bulundurulmaktadır.

Kanunlar bir mahkemeyi özellikle görevli ve yetkili kılmışsa yargılama o mahkeme tarafından yapılır. Ağır ceza mahkemeleri, sulh ceza hakimliği ve diğer özel mahkemelerin görev tanımları dışında kalan bütün davalara ve işlere asliye ceza mahkemeleri bakar. Genel ve  özel kanunlar, suçun içeriği ve ceza miktarına bakılmadan asliye ceza mahkemesini görevli kılmışsa, özel düzenleme sebebiyle de asliye ceza mahkemesi görevli kabul edilmektedir.

Ağır Ceza Mahkemesi Nedir?

Ağır ceza mahkemesi ilk derecedeki ceza yargılamalarında kanunda ön görülmüş olan en yüksek ceza miktarı açısından en ağır suçlara bakan mahkemelerdir. İşlenen suçun ağır ceza mahkemesinin görev alanına girip girmediği 5235 Sayılı Kanunun 12.maddesinde suç vasfı ve ceza miktarı açısından getirdiği kriterler dikkate alınarak belirlenmektedir. Ağır ceza mahkemelerinin görev alanına girdiği açık olarak belirtilmeyen suçların davalarına asliye ceza mahkemesi bakmaktadır. Sanığın 18 yaşından küçük olması durumunda yargılama çocuk ağır ceza mahkemesince yapılır.

Ağır Ceza Mahkemesi Hangi Davalara Bakar?

Ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren suçlar üç temel kritere bağlıdır. Bu kriterler;

  • Özel kanunlar açık olarak ayrı bir suça daha bakma görevi vermediği sürece ağır ceza mahkemelerinin bakmakla yükümlü olduğu suçlar şunlardır;
  • (Gasp) Yağma suçu
  • Kasten adam öldürme suçu
  • Taksirle ölüme sebep olma
  • Neticesi nedeniyle ağırlaşmış yaralama suçu
  • Zimmet suçu
  • İrtikap suçu
  • Rüşvet suçu
  • Hileli iflas suçu
  • Nitelikli dolandırıcılık suçu
  • Resmi belgede sahtecilik suçu
  • TCK’nin 5237 sayılı kısmında tanımlanan suçlardan, TCK 318 – 319 -3247 -325 ve 332 kapsamında yer alan suçlar, ağır ceza mahkemelerinin görev alanlarına giren suçlardan değildir. Fakat bölümlerde bulunan aşağıdaki suçlara dair davalara ağır ceza mahkemesi bakmaktadır.
  • Devletin egemenliğine ve organlarının saygınlığına karşı işlenen suçlar,
  • Milli savunmaya karşı işlenen suçlar,
  • Anayasal düzene ve düzenin işleyişine karşı işlenen suçlar,
  • Devlet sırlarına yönelik işlenen suçlar ve casusluk,
  • 3713 sayılı TMK kapsamına giren örgüt üyeliği, propaganda yapma suçu gibi siyasi nitelik taşıyan suçlar.
  • On yıldan fazla hapis, müebbet hapis ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarını gerektiren kısaca üst sınırı 10 yıldan çok olan bütün suçlara dair davalara bakma görevi ağır ceza mahkemelerine aittir.
ShentaWp Ayar

Sitemizde çerezler kullanıyoruz. Bu çerezler, deneyiminizi geliştirmek ve web sitemizin performansını analiz etmek için kullanılır. Web sitemizi kullandığınız taktir’de, çerez politikamızı onaylamış sayılacaksınız.