Danışmanlık

09.00-20.00 Arasında

WhatsApp

+90 (536) 961 78 73

Ceza Avukatı

Samet Celt

MÜHÜR BOZMA SUÇU NEDİR ?

Mühür bozma mühür fek ki suçu da denir. Kasten işlenen bir suçtur. Mührün amacı ya da buradaki mühür bozma suçundaki kurulan hukuksal değer kamu güvenilirliğidir. Kamu güvenirliliği dediğimiz hususta hukuk nezdinde korumaya çalıştığı değer toplumun devlete olan ;satın alınmaz, eşit işlem yapar ,tarafsız davranır, devlet kendi adına iş yapacak kişiyi özenli ve titiz seçer bu nedenle kişiler bu kişiler dürüsttür. Devletin yaptığı işlemler geçerlidir ve herkes aynı kurallara tabidir.Kimse kuralları hile ile çiğneyemez fiillerin sonuçları vardır güven duygusunu korumaktadır. Sonuç olarak bu suçta öncelikle kamu idaresinin saygı ve itibari korunur. Böyle bir olayın faili olduysanız size en yakın avukattan destek alarak konu olan vakayı çözüme kavuştura bilirsiniz Ankara’de Av. Samet Celt olarak desteklerimi ve deneyimlerimi paylaşmaktan onur duyarım.

MÜHÜR BOZMA SUÇU NASIL İŞLENİR?


Mühür bozma müzik konulma amacının dışında hareketler yapılmasıyla meydana gelir.
1)Mühür bozma suçu temelde iki farklı fiil ile gerçekleştirilir birisi mührün kaldırılması yani var olan mühürün kaldırılıp ,sökülmesi, yakılması ,bozulması gibi mührün üzerine bir fiil yapılan işlemlerdir.
2)İkinci film ise mührün konulma gayesine aykırı kullanımıdır. Bu fiil de mührü fiziki olarak herhangi bir yakma kırma bozma gibi suçun işlenmemektedir. Fakat mührün konulmasının amacını yıkmak üzere mühür işlevini görmezden gelmekten oluşan bir fiildir. Örneğin bir dükkanın önüne bir mühür konulduğunda mührün kaldırılmadan dükkanın işletmesine devam edilmesi, mührün konulma gayesine aykırı bir kullanımıdır. Bu kullanımı ya da bu fiil neticesinde de mührün fekki suçu işlenir.


MÜHÜR FEKKİNİ CEZASI NEDİR?


TCK203’e göre altı aydan üç yıla kadar hapis cezası veya adli ceza verilir.Mühür suçu mühür bozma suçu şikayete tabi suçlar arasında değildir haliyle şikayete tabi suresini olmadığından dolayı herhangi bir şikayet süresi de bulunmamaktadır.Görüldüğü üzere pek çok ayrıntısı bulunan bir konudur. Ankara’de Av. Samet Celt olarak desteklerimi ve deneyimlerimi paylaşmaktan onur duyarım.

TAKİPSİZLİK KARARI

Bir suç işlendiğine dair şikayet ya da ihbar alan savcının soruşturma sürecinde fiilin suç teşkil edip etmediğini ya da failin suçu işleyip işlemediğini anlamak amacıyla deliller topladığı ,şüpheli ile ilgili işlemlerin yapıldığı aşamaya soruşturma aşaması demekteydik.

TAKİPSİZLİK KARARI YANİ KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARAR NEDİR?

Takipsizlik kararı ise soruşturma aşamasında şüphelinin fiili işlediğine dair yeterli delillerin olmaması sebebiyle verdiği karardır. Bu karar verildikten sonra kişi şüpheli sıfatından kurtulup hakkında açılan dosya kapanmış olur.

Size en yakın avukattan destek alarak konu olan vakayı çözüme kavuştura bilirsiniz Ankara’da  Av. Samet Celt olarak desteklerimi ve deneyimlerimi paylaşmaktan  onur duyarım.

Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar Nasıl Verilir ?

Temel de 7 sebep bulunmaktadır

1)Cumhuriyet Savcısı’nın soruşturmaya başlayıp da araştırma sonucunda kovuşturmaya yani yargılama aşamasında geçmeye yeterli delil bulunmaması halinde takipsizlik karar verilir.

2)Diğer temel sebeplerinden birisi de etkin pişmanlıkdır etkin pişmanlık hükümleri uygulanması cezasızlık nedenlerin biri söz konusu olması durumunda gene savcı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verebilir.

3) Diğer temel sebeplerinden birisi de kovuşturma olanağının bulunmaması halinde söz konusu olması durumunda gene savcı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verebilir. Örneğin yaş küçüklüğü sebebiyle kovuşturma olanağının bulunmaması durumunda.

4)Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlarının etkili olduğu etkenlerden birisi de şikayet hakkından mağduru şikayetten vazgeçmesidir.

5)Kamu davasının ertelenmesi kararından sonra denetim süresinin sonunda

6) Kamu görevlisi hakkında izin verilmediğinde

7)Uzlaştırma sonunda bu sebeplerle savcı takipsizlik kararı verebilir ve dosya kapanır.

Bir olayın mağduru ya da faili olduğunuzda bu vakıayı hukuki destek alarak çözmeniz sizin için en iyi bir çözüm olacaktır. Size en yakın avukattan destek alarak konu olan vakayı çözüme kavuştura bilirsiniz Ankara’da  Av. Samet Celt olarak desteklerimi ve deneyimlerimi paylaşmaktan  onur duyarım.

Şikayet Hakkı Ve Şikayetten Vazgeçme

Şikayet hakkı nedir?

Şikayet Hakkı, kanunda suç olarak tanımlanan bir fiilin, savcılık tarafından soruşturulması veya mahkemelerce şüphelinin yargılanması için, suçun mağduruna ya da zarar görenine tanınan kişiye sıkı sıkıya bağlı bir Kamu Hukuku hakkıdır.

Şikayet hakkı, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır, bizzat hak sahibi kullanır, başkasına, mirasçılara geçmez. Ancak, kişinin sağlığında şikayet hakkını kullandıktan sonra vefat etmesi halinde, mirasçıları yargılama aşamasında ceza davasına müdahil sıfatıyla katılabilirler.

Şikayette bulunan, var olan durumdan ve olaydan şikayetçi olan kişiye ceza mahkemelerinde müşteki denilmektedir. Müşteki sıfatını taşıyan taraf, gerçek bir kişi olabileceği gibi tüzel bir kişi de olabilir.

Şikayetten vazgeçme nedir?

Şikayetten vazgeçme, yargılama işlemi şikayete bağlı suçlarda, şikayet hakkını kullanan mağdur veya zarar gören kişinin şikayetinden vazgeçmesi, geri alması ile soruşturmayı sona erdiren, yargılama aşamasına geçilip ceza davası açılmışsa, davanın düşmesine yol açan bir hukuki işlemdir.

Soruşturma aşamasında şikayetten vazgeçme

Soruşturma aşamasında şikayetten vazgeçilmesi halinde, fiil, yargılama işlemi şikayete bağlı suçlardan ise soruşturma sona erer. Dava açılmadan dosya kapanır. Eğer şikayet konusu fiil birden fazla kişi tarafından işlenmişse, bir kişi hakkında şikayetten vazgeçme, diğer kişilerin de hukuki durumunu aynı şekilde etkiler.

Yargılama aşamasında şikayetten vazgeçme

Şikayetten vazgeçmenin yargılama sürecinde kullanılması halinde, fiil, yargılama işlemi şikayete bağlı suçlardan ise ceza davası hakkında düşme kararı verilir. Eğer şikayet konusu fiil birden fazla kişi tarafından işlenmişse, tek bir kişi hakkında şikayetten vazgeçilmesi halinde dahi, mahkemede açılan ceza davasının düşmesi kararından tüm kişiler yararlanır.

Şikayetten vazgeçme halinde verilecek karar, vazgeçme yargılama sürecinde yapılmışsa, şüphelinin kabulüne bağlıdır. T.C.K.’nun 73. maddesi 6. fıkrasına göre vazgeçme onu kabul etmeyen kişiyi etkilememektedir. Eğer kişi şikayetin geri çekilmesini kabul etmezse, ceza davası hakkında düşme kararı verilemez ve yargılamaya devam edilir. Bu durumda kişi yargılama sonunda hakkında beraat kararı verilmesini talep edebilir.

Yargılama işlemi şikayete bağlı olmayan suçlarda, şikayetten vazgeçilmişse, dava hakkında düşme kararı verilmez, kamu davasına devam edilir.

Şikayetten vazgeçme nasıl yapılır

Şikayetten vazgeçme başvurusu, kolluk, savcılık, mahkeme gibi merciler ile valilik veya kaymakamlık gibi idari organlara dilekçe sunarak da yapılır. Cumhuriyet savcılığı veya mahkemenin, hakimin huzurunda açıkça beyanla da yapılır.

Önemli husus, şikayetten vazgeçme iradesinin şüpheye yer bırakmayacak bir şekilde anlaşılmasıdır.

Şikayetten vazgeçme dilekçesi örneğine, ve dilekçe ile ilgili ayrıntılara – Şikayetten Vazgeçme Dilekçesi Örneği başlıklı yazımızda ulaşabilirsiniz.

Şikayet ve şikayetten vazgeçmenin yasal süreleri

Yargılama işlemi şikayete bağlı suçlarda, şikayet süresi 6 ay olarak düzenlenmiş olup, bu süre mağdurun veya zarar görenin şikayet edeceği kişinin kim olduğunu öğrendiği günden başlar.

Şikayetten vazgeçme, yargılama sonucu verilen hüküm kesinleşinceye kadar mümkündür. Şikayettin geri alınması hakkı, istinaf mahkemesi, temyiz incelemesi sürecinde de kullanılabilir.

Şikayet hakkı bize ne sağlar?

Kişiler arasında olumsuz durumları davaya konu ederek ; kişilerin birbirlerinin özel alanına müdahalesini engellemek, mağdurun uğradığı zararın karşılığının ödenmesini sağlamak ,mağdurun onurunu zarar görmesini önlemeyi sağlar .

Şikayet hakkı nasıl kullanılır

Şikayet hakkı suçtan zarar gören tarafından kullanılabilmektedir buradan anlaşılıyor ki şikayet hakkı zarar gören yani müşteki ile sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Zarar görenin bunu bizzat kendisinin kullanması  gerekmektedir. Bu noktada anlaşılıyor ilk önemli hususumuz şikayeti mağdur olanın gerçekleştirmesi gerekir.

 Şikayet hakkındaki ikinci önemli husus ise kanunda düzenlenen süre içerisinde yapılmalıdır.

T CK 73’e göre göre” Soruşturulması veya kolluk kovuşturması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı taktirde soruşturma kovuşturma yapılamaz.”

Üçüncü önemli bir husus da şikayet hakkında şikayetin kanun ile düzenlenen ilgili makamlara yapılması gerekmektedir

CMK 158’e göre “1)Suça ilişkin ihbar ve şikayet Cumhuriyet Başsavcılığına veya kolluk makamları ne yapılır.

2) Valilik veya kaymakamlığa ya da mahkemeye yapılan ihbar veya şikâyet, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir.

Şikayet hakkı kamu hukukunda kişilere verilen en önemli haklardan birisidir. Bir olayın mağduru ya da faili olduğunuzda bu vakayı hukuki destek alarak çözmeniz sizin için en iyi bir çözüm olacaktır. Size en yakın avukattan destek alarak konu olan vakayı çözüme kavuştura bilirsiniz.

ŞİKAYETE TABİ SUÇLAR NELERDİR?

Şikayete tabi suçlardır kanunda açıkça belirlenmiştir.Bunlardan bazıları;

  • Kasten yaralama
  • Taksirle yaralama
  • Cinsel saldırı
  • Reşit olmayanla cinsel ilişki
  • Tehdit
  • Hakaret
  • Mala zarar verme
  • Bedelsiz senedi kullanma
  • Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali
  • Açığa imzanın kötüye kullanılması
  • hukuki alacağı tahsil etme amacıyla dolandırıcılık gibi kanunda belirlenen suçlardır.

Anlaşılacağı üzere şikayete bağlı suçlar da müşteki tarafına şikayet hakkı kullanıldığı taktirde soruşturma başlatılır. Savcılık, polis, valilik gibi soruşturma başlatmaya yetkili organların şikayete bağlı suçlarda şikayet olmaksızın soruşturma başlatma yetkisi yoktur.

Örneğin bir kimse bir kimseyi tehdit ettiğinde, suçun işlendiği kolluk kuvvetleri tarafından görülüp duyulsa dahi, kolluk kuvvetleri tehdit suçu üzerinden şikayetçi tarafından şikayet edilmediği taktirde işlem yapamaz.

Sonuç

İştirak halinde, yani birden fazla kişi tarafından birlikte işlenen suçlarda, şikâyetin geri
alınması, suçta iştiraki iddia olunan faillerin tamamına sirayet eder. Şikayet hakkının kullanılmasında da kural aynı şekildedir.
Eğer sanıklardan biri şikayetin geri alınmasını kabul etmezse, şikâyetin geri alınmasını kabul etmeyen sanık hakkında yargılanmaya devam edilir, yani yargılamaya devam edilmesi sadece kabul
etmeyen sanık için geçerli olur.
Soruşturma aşamasında, yani yargılanma sürecine başlanmadan yapılmış şikayetin geri alınması, şüphelinin kabulüne bağlı tutulmamıştır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi T. 2.11.2015, E. 2013/19972, K. 2015/36887)
T.C.K.’nda suçtan zarar görenin ölmesi durumunda, kullanmamış olduğu şikayet hakkını, 2. derece soybağı, eş ve kardeşleri olan mirasçıları tarafından kullanabileceği bir istisna mevcuttur. Hakaret suçunu konu alan T.C.K’nun 131 maddesi 2. fıkrasında bu istisna düzenlenmiştir. Bu istisnai kural şikayet hakkının kullanılması için geçerli olduğu gibi şikayetin geri alınması için de geçerlidir. Bu istisna, mirasçıların konuyla ilgili uzlaştırma sürecinin de tarafı olabilmelerini mümkün kılmaktadır.

Eğer soruşturma aşamasındaysak yani bir savcı tarafından olaya konu olan suçun oluşup oluşmadığı  araştırılma halinde ise müşteki şikayetinden vazgeçerse soruşturma sona erdirilir.

Kovuşturma aşamasında şikayetten vazgeçmek istenirse  yani savcı bir suç işlendiğine kanaat getirmesi sebebiyle hazırladığı  iddianameye göre faile yapılacak yaptırımların belirlenmesi sırasında şikayetten vazgeçilmek istenirse şikayetten vazgeçme davanın düşmesine yol açabilir

Şikayetten vazgeçme hususunda  şöyle bir etki vardır eğer birden fazla sanık varsa ve siz şikâyetinizden vazgeçmişseniz vazgeçme işleminiz bütün sanıkları etkiler. Şikayetten vazgeçme İşleminiz neticesinde diğer sanıklar da serbest bırakılır.

Önemli diğer bir hususta bir kimse şikayetinden vazgeçtikten sonra tekrar şikayetinin vazgeçmesinden vazgeçemez. Örneğin siz bir kimsenin size tehdit ettiğini bildirdikten sonra şikayetinizden vazgeçtiniz sonra bu vazgeçme işleminizden  tekrar vazgeçemezsiniz.

Şikayetin geri alınması da yine şikayet başvurusu gibi kolluk, savcılık ,mahkeme gibi merciler ile valilik veya kaymakamlık gibi idari organlara başvurarak yapılabilir.

Şikayet hakkının kullanılması  ve şikayetin geri alınmasında görüleceği üzere fazlaca istisnaları mevcuttur. Kamu hukukunda kişilere verilen en önemli haklardan birisi olan hak olması sebebiyle bir hak kaybına uğramanızı istemeyiz. Bir olayın mağduru ya da faili olduğunuzda bu vakıayı hukuki destek alarak çözmeniz sizin için en iyi bir çözüm olacaktır.

Şikayetin geri alınması da, Kamu Hukukunda kişiye tanınan oldukça önemli haklardandır. Size en yakın avukattan destek alarak konu olan vakayı çözüme kavuştura bilirsiniz Ankara Çankaya ilçesinde avukat olarak bulunan Samet Celt Hukuk Bürosu olarak müvekkillerimize ve danışmanlık hizmetimizden yararlanan insanımıza bu konuda desteğe hassasiyet göstermeye önem vermekteyiz.

Yıldırım Haciz Nasıl Gerçekleşir

Bu makalede haciz hakkında bilinmeyen fakat herkesin bilmesi gereken bazı konular açıklık getirmekteyiz. Öncelikle yıldırım haczinin gerçekleşebilmesi için gereken koşullardan bahsedeceğiz.

  1. Yıldırım Haciz Nasıl Gerçekleştirilir? 

 Yıldırım haczinin gerçekleşebilmesi için; vadesi gelmiş ya da gelmemiş alacağınız için asli hukuk mahkemesine başvurmak gerekmektedir. Asli hukuk mahkemesi, haciz talebinde bulunduğunuz alacağınızın dayanağını ve haciz taleplerinizin sebeplerinin ikna edici olup olmadığını kontrol etmektedir. Haciz talebi sebebinizin ikna edici olması takdirde verilen teminatı ödemeniz gerekmektedir. Bu teminat en az %15 olacak şekilde belirlenmektedir. Eğer mahkeme tarafından olumsuz karar alınırsa istinaf mahkemesine başvurma hakkına sahipsiniz. Olumlu karar alındıktan sonra icra takibiniz 7 gün içerisinde başlatılacaktır. 10 gün içerisinde de size borçlu olan kişiye yıldırım haciz gerçekleştirilmektedir. Borçlu olan adına sorgulama yapılır ve elindeki mal varlığına göre, hacze uygun olan eşyalara gerekli olan işlem başlatılır.  

  1. Yıldırım Haciz İtirazının Sonuçları Ne Olur? 

 Teminat verme durumunuz yok ise mahkemeye itiraz için başvurmanız gerekmektedir. İtiraz etmiş olduğunuz mahkemede 3 durumu öne sürerek itiraz etme hakkına sahipsiniz. Birinci durum karşı tarafın vermiş olduğu teminatın yetersiz olduğunu, kendi zararınızın %60’ın üzerinde olacağını bildirerek itiraz etme yonula gitmenizdir.  

İkinci durum, yıldırım haczin sebeplerinin yetersiz olduğunu adli mahkemeye öne sürmektir. Bu durum eğer hazırda işleyen bir işletmeye sahipseniz geçerli olabilir. Mal kaçırmadığınızı ve ödemeyi yapacağınızı kanıtlamış olmalısınız.  

Üçüncü durum ise mahkemenin yetkisine edilen itirazdır. Mevcut senette yazan ödeme yerine göre kararın sizin ikametinizde olan asli ticaret mahkemesine göre alınması gerekirken, kararı alıcı kendi ikametine göre aldıysa bu itiraz durumu sizin için geçerli olacaktır. Haciz kararı size ulaştığı günden itibaren 7 gün içerisinde mahkemeye itiraz etmeniz gerekmektedir. Mahkeme tarafların sebeplerini ve iddialarını inceledikten sonra duruşma günü her iki tarafı da dinleyerek kararını vermektedir. Duruşmaya gidilmediği takdirde karar evrak üzerinde yapılan incelemeye göre verilmektedir. Verilen karar sonucunda her iki taraf da tekrar istinaf mahkemesine başvurma hakkına sahiptir. 

  1. İlamlı İcra Nedir? 

Mahkeme kararı ya da mahkeme kararı gibi bir belge olduğunda başvurmanız gereken icra yoludur. İlam kelimesi mahkeme kararı anlamına gelmektedir. Kararın icraya konulmasına da ilamlı icra denmektedir.  

  1. İtiraz Nasıl Edilir? 

Mahkeme kararınızı ve takip talebinizi İcra Müdürlüğü’ne vermeniz gerekmektedir. Müdürlük borçluya içinde icra emri olan tebligatı göndermektedir. Borçlu bu durumda ya borcunu ödemeli ya da icra mahkemesine itirazda bulunmalıdır. İtiraz süresi beklenmek zorunda değildir. Haciz işlemleri bu süre içerisinde başlatılabilmektedir. Borçlu ancak haklı ise ve mahkeme kabul eder ise icra mahkemesine başvurma hakkına sahiptir.  

  1. Zaman Aşımı Var Mı ? 

İlamlı İcra için yapılan itirazlarda zaman aşımı vardır. 10 yıl içerisinde borçlu taraf itiraz etme hakkına sahiptir. Eğer borçlu mahkeme kararına karşı temyize gider ise, alacaklı ilanlı icraya devam edip bu sırada malların satışını sağlarsa ve yargıtay borçlu lehine karar bozarsa alacaklı kişi hiçbir şekilde para alamamaktadır.  

İcra kararı kesinleşmeden hiçbir işlem yapılmamalıdır. Eğer karar borçlu lehine alınırsa alacaklı hiçbir şekilde hiçbir mal satamaz ve ödeme alamaz. Böyle bir durumda icra müdürü borçludan alacağının tamamı kadar teminat yatırması karşılığında ortalama 60 günlük bir süre vermektedir. Bu süre içerisinde yargıtaydan icra durdurulma kararı gelmez ise borçlunun İcra Müdürlüğü’ne başvurarak tekrar süre istemesi gerekmektedir. 

Mahsup Nedir?

Mahsup, kelime anlamı olarak hesap etmek, hesaba geçirmek anlamında kullanılabilmektedir. Ceza hukukundaki mahsubun kelime anlamı ise mahkeme hükmü verilene kadar geçen sürenin eğer ki hükümde bir ceza verilecek ise bu sürenin ceza süresinden düşürülmesidir.

Cezadan mahsup olmak

Mahsup kelimesi Türk ceza kanununun 63. maddesinde karşımıza çıkmaktadır. Hükmün kesinleşmeden önce şahıs özgürlüğünü kısıtlayacak her türlü fiil için geçen sürenin hükmolunan ceza suresinden indirilmesi anlamına gelmektedir. Türk ceza Kanunundaki bu madde, suç iddiası ile yargılanan her bir şahsın yargılama süreci boyunca kısıtlanan özgürlükleri sebebiyle yaşadıkları mağduriyetin giderilmesini amaçlamaktadır.

Başka bir suçtan tutuklunun mahsup edilmesi

Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan her bir Türk vatandaşı daha önceden işlemiş olduğu bir suçtan dolayı mahsup talebinde bulunabilmektedir. Bu durum tamamen kanuni bir haktır ve duruşmayı yöneten hakimin bu kararda kesinlikle takdir yetkisi yoktur. Bu hak anayasamız tarafından koruma altına alınmıştır. Başka bir suçtan tutukluluğun mahsup edilebilmesi için belli başlı şartlar vardır.

Mahsup şartları

  • Mahsup hakkının kullanılabilmesi için ilk olarak özgürlüğünün kısıtlanmış olması gerekmektedir. Çünkü mahsup özgürlüğü kısıtlanan bireyler için hazırlanan bir tür hukuki uygulamadır. Mahsup istenilen ilk suçta kişinin gözaltına alınması ya da tutuklanması gerekmektedir. Bunların dışında ev hapsi gibi uygulamalar da kişinin özgürlük hakkını kısıtladığı için mahsuptan yararlanmaya hak kazandırabilecek örneklerdendir.
  • Başka bir suç sebebiyle mahsup talebinde bulunabilmeniz için ilk suçun kararının kesinleşmeden önce mahsup talebinde bulunmaya amaçladığımız ikinci suçun işlenmiş olması gerekmektedir. Bunun nedeni ise mahsuptan yararlanacağını düşünerek ilk suçun kararının kesinleştikten sonra yeni bir suç işlemeye uygun bir ortam oluşmuş olmasıdır.
Adli para cezasında mahsup tutarı

Hüküm kesinleşmeden önce özgürlüğünüz kısıtlanmış ve mahsup talebinde bulunmaya hak kazanmış iseniz adli para cezası için mahsup talebinde bulunabilirsiniz. Tutuklulukta geçirmiş olduğunuz her bir gün 100 TL sayılmaktadır. Örneğin hüküm kesinleşmeden önce 10 gün tutuklu kaldığınız ve hüküm kesinleştikten sonra adli para cezası almış iseniz para cezanız üzerinden 1000 TL değerinde indirim yaptırma hakkına sahipsiniz.

Ceza mahsup dilekçesi nereye verilir?

Ceza mahsup dilekçenizi hazırladıktan sonra cezanız da indirim yapacağınız mahkemeye ceza mahsup dilekçenizi vermeniz gerekmektedir. Mahsup indirimi hakim takdirine bağlı değildir. Bu sebeple yetkili mahkeme tarafından hukuka uygunluğu kontrol edildikten sonra eğer ki mahsup yapılması gerekiyor ise dilekçeniz kabul edilecektir.

Ayrıca ceza hukuku ile ilgili bir çok yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.

Velayet Nedir?

Velayet, genel olarak evlilik içinde doğan çocuğun korunması veya temsil edilmesi için öngörülmüş olan hukuki hakların bütününe verilen addır. Yetişkin olmayan çocukların, boşanma gerçekleşmemesi durumu yani anne ve babanın birlikteliği söz konusu ise velayet anne ve babanın ikisine aittir. Evlilik durumu sürdüğü müddetçe veya yasal bir neden olmadıkça velayet anne ya da babadan alınamaz.

 Bu durum ile ilgili verilebilecek pek çok örnek vardır. Örneğin anne ve veya babadan biri vefat ettiğinde velayet hayatta kalan aile büyüğüne aittir. Anne ve babanın boşanması gibi durumlarda ise velayet durumu, hakimin kararı ile belirlenmektedir.

Boşanma durumundaki velayet kararının belirlenebilmesi için pek çok neden yer almaktadır. Bu nedenlerden bahsedecek olursak ilk değinmemiz gereken husus çocuğun refahı, mutluluğu ve hayalindeki geleceği hangi aile ebeveyninin yanında gerçekleştirebileceği gibi durumlardır.

Velayet Koşulları

Velayet ile ilgili genel koşullar Türk Medeni kanunu madde 335’de düzenlenmiştir. Türk Medeni kanunu madde 335’e göre ergin olmayan çocuk anne ve babasının velayeti altındadır Yasal bir sebep olmadıkça velayet anne veya babadan alınamaz. Hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe kısıtlanan ergin çocuklar da anne ve babanın velayeti altında kalırlar.

Bu maddede açıklığa kavuşturulmuş durum şu şekilde özetlenebilir. Henüz 18 yaşına girmemiş yani resmiyette ergin olarak sayılmayan çocuğun velayeti anneye ve babaya aittir. Bu velayet ortaktır.

Velayetin Kaldırılması

Velayet ile ilgili bahsetmemiz gereken bir diğer husus ise velayetin kaldırılması durumudur. Velayetin kaldırılması ile ilgili düzenlemeye, Türk Medeni kanununda rastlamaktayız. Türk Medeni kanununa göre velayetin kaldırılmasını gerektiren nedenler şu şekildedir.

  • Velayet verilen ebeveynin yani anne veya babanın deneyimsizliği, başka bir yerde bulunması, kronik ya da sürekli bir hastalığa yakalanması veya benzeri sebeplerden herhangi biriyle velayet görevini gerektiği gibi yerine getirememesi durumlarında velayet, hakim kararı ile kaldırılmaktadır.
  • Velayete sahip anne veya babanın yeniden evlenmesi durumunda ise velayetin kaldırılması gerekmez. Ancak çocuğun menfaati söz konusu olduğunda velayet sahibi değiştirilebilir. Durum ve koşullara göre velayet kaldırılarak çocuğa vasi atanması da uygun görülebilir.
  • Velayetin kaldırılıp vasi atanması gibi durumlarda anne ve babanın çocukların bakım eğitim gibi giderlerinin karşılama yükümlülükleri devam eder. Anne ve babanın bu giderleri ödeme gücü yoksa bu giderler devlet tarafından karşılanır.

Af Yasası – İnfaz Düzenlemesi

Af Yasası olarak bilinen İnfaz Yasası ile birlikte 30.03.2020 tarihine kadar işlenmiş olan suçlarda aşağıda yazılı suçlar dışındaki suçlarda 3 de 2 (2/3)  olan koşullu salıverilme oranı 2 de 1 e (1/2) inmiştir. Ek olarak Denetim süresi 1 seneden 3 seneye çıkarılmıştır. 

Toplumda Af Yasası Olarak Bilinen İnfaz Düzenlemesi

Af Yasası Kimleri Kapsıyor ? Af Yasası Kimlere Vuruyor ? şeklindeki sorularınızı adeta tabiri caizse duyar gibiyiz. Evet Halk arasında Af Yasası olarak Bilinen İnfaz Düzenlemesi neler getirdi bu yazımızda bu konuya değineceğiz.

Ancak bu suçlar hariç:

-Kasten Öldürme İlişkin Suçlar (Türk Ceza Kanunu’nun 81. 82 ve 83. Maddeleri )

-Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu (TCK 87, fıkra iki, bent d)

-İşkence suçu(Türk Ceza Kanunu’nun 94. ve 95. Maddeleri )

-Eziyet suçu(Türk Ceza Kanunu’nun 96. Maddesi)

-Cinsel dokunulmazlığa ilişkin işlenen suçlar(Türk Ceza Kanunu’nun 102. 103. 104 ve  Maddeleri 105. maddeleri )

-Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal etme ve ticaretini yapma suçu (Türk Ceza Kanunu’nun 188. Maddesi  )

-Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar(Türk Ceza Kanunu’nun 132-138. Arası Maddeleri  )

-Devletin güvenliğine karşı suçlar(Türk Ceza Kanunu’nun 302-339 Arası Maddeleri  )

-Devlet İstihbarat Hizmetleri ve MİT Kanunu Kapsamına İlişkin Suçlar)

-Terör suçları(3713 Sayılı Yasaya İlişkin Suçlar)

Uyuşturucu Ticareti ve Cinsel Dokunulmazlığa Yönelik Suçlarda İnfaz Oranları

28/06/2014 tarihinden önce işlenmiş olan Uyuşturucu Ticareti ve Cinsel Dokunulmazlığa Yönelik Suçlarda, koşullu salıverilme oranı 3 de 2 (2/3) olarak uygulanmaktadır. 28/06/2014 sonra işlenmiş olan Uyuşturucu Ticareti ve Cinsel Dokunulmazlığa Yönelik Suçlarda 4 de 3 (3/4) olarak uygulanmaktadır. Bu suçlar af yasası olarak bilinen infaz düzenlemesinde kapsam dışında kaldıkları için denetim süresi 1 yıldır. Denetim süresinin 3 yıl olma noktasında kapsam dışıdır.

Terör Suçlarında İnfaz Oranları. Af Yasasından Terör Suçları Yararlanabiliyor mu ?

Terör Suçlarında koşullu salıverilme oranı 4 de 3’tür.(3/4) Son infaz düzenlemesi halk arasında af yasası olarak bilinen yasa terör suçlarını kapsamamaktadır. Terör suçlarında denetim süresi  1 yıldır. Denetim süresinin 3 yıl olma noktasında kapsam dışıdır.

Adli Kontrol Nedir?

Adli Kontrol, Cumhuriyet Savcısının Adli Kontrol Talebi ile veya tutuklama talebi ile Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk etmesi halinde; Sulh Ceza Hakimliğinin verdiği bir tedbir kararıdır. Hakim tutuklama tedbiri vermek yerine, sanık veya şüpheliyi  adli kontrol şartıyla serbest bırakmaktadır.

Adli Kontrol kararında, tutukluluk kararlarındaki üst sınırı 2 yıldan az olan hapis cezası  öngören suçlarda verilememesi gibi bir durum söz konusu değildir. Üst sınırı 2 yıldan az hapis cezası öngören suçlardan dolayı da, adli kontrol kararları verilebilir. 

Adli Kontrol ile Denetimli Serbestlik Aynı Mıdır ?

Adli kontrol ile denetimli serbestlik birbirinden farklı, aynı olmayan şeylerdir. Adli Kontrol Kararı Yargılama henüz devam ederken verilir. Ancak denetimli serbestlik suçun yargılamasının sona ermesinden sonraki infazına ilişkin bir husustur.

Adli Kontrol Tedbirleri

Sulh Ceza Hakimliği’nin, Asliye Ceza Mahkemesi’nin veya Ağır Ceza Mahkemesi’nin verebileceği birden fazla Adli Kontrol çeşidi bulunmaktadır. Aşağıda adli kontrol tedbirlerinden bazılarını sizlerle paylaşıyoruz.

-Şüpheli veya sanığın yurtdışına çıkışının yasaklanması,

-Haftanın veya ayın belli günlerinde ikametgaha en yakın karakola giderek imza atılmasına karar verilmesi,

-Halk arasında Kefalet olarak bilinen Güvence Bedelinin yatırılması,

-Konutu terk etmeme (bu tedbirde hakim elektronik kelepçe takılmasına karar verebilir )

Adli Kontrol Kararına İtiraz Etmenin Süresi Kaç Gündür ?

Adli kontrol kararına itiraz süresi, eğer karar yüze karşı verildiyse verildiği tarihten itibaren; yokluğunda verildiyse tebliğden itibaren Yedi(7) gündür.

Adli Kontrol Kararına İtiraz Dilekçe Örneği

Adli kontrol kararına sanık veya şüpheli kendisi itiraz edebileceği gibi arasından Ankara Ağır Ceza Avukatı vasıtasıyla da itiraz edebilir. Bizler adli kontol kararına itirazları kendiniz yapmamanızı, mutlaka bir veya vasıtasıyla yapmanızı tavsiye ediyoruz. Adli Kontrol Kararına İtiraz Dilekçesini yazma konusunda bizlerle iletişime geçebilirsiniz. Ancak her ihtimale binaen Sulh Ceza Mahkemesi’ne yapılan itiraza ilişkin aşağıya dilekçe örneği bırakıyoruz.

ANKARA …. SULH CEZA MAHKEMESİ   HÂKİMLİĞİ’NE

Gönderilmek Üzere

ANKARA ….. SULH CEZA MAHKEMESİ   HÂKİMLİĞİ’NE

SORGU NO                         :…..(Buraya Kararın Sorgu Numarasını Yazmalısınız)

ADLİ KONTROLE

İTİRAZ EDEN ŞÜPHELİ     :…..Buraya adınızı, soyadınızı, TC kimlik numaranızı ve adresinizi yazmalısınız)

KONU                   :Ankara …..Sulh Ceza Mahkemesi’nin ……. sorgu numaralı  adli kontrol altına alınmama dair kararının kaldırılıp, koşulsuz serbest bırakılmam yönünde karar verilmeme ilişkin taleplerimden ibaret itiraz dilekçemdir.

AÇIKLAMALAR :

Şüphelisi olarak bulunduğum, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ………./………… soruşturma sayılı dosyası kapsamında, ………………. Sulh Ceza Hakimliği’nin ………/……../……… Tarih ve ………… sorgu sayılı kararıyla adli kontrol kararı verilmiştir. Söz konusu karar hukuka aykırı olup İTİRAZIM NETİCESİNDE KALDIRILARAK, tarafımın  koşulsuz  bir şekilde serbest bırakılması gerekmektedir. Şöyle ki;

-Şüpheli olduğum  dosyada belirtilen ve isnat edilen suçu işlediğine dair yeterli hukuki delil ve kuvvetli suç şüphesi bulunmamaktadır.

-Yerleşim yerim sabittir ve bu sebepten  kaçma ihtimalim bulunmamaktadır.

-Delilleri karartma tehlikem bulunmaması da göz önüne alındığında mağduriyetime sebep olan adli kontrol kararının kararının kaldırılmasını talep etmekteyiz.

Tüm bu nedenlerle, hakkımdaki adli kontrol  kararının kaldırılması kararı verilmesi talebinde bulunma zarureti olmuştur.

HUKUKİ NEDENLER         : 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ilgili maddeleri, 5271 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri ve ilgili sair mevzuat

SONUÇ VE İSTEM             : Yukarıda belirttiğim tüm nedenler ve mahkemenin kendiliğinden(resen) takdir edeceği nedenlerle:

– Hakkımdaki adli kontrol kararının İTİRAZEN KALDIRILMASINI koşulsuz serbest bırakılmamı,

-Sayın hakimliğiniz aksi görüşte ise daha hafifte nitelikte olan başka bir adli kontrol şartı öngörülmesini  talep ederim……/……./…….

                                                                                                                                                                               Şüpheli

                                                                                                                                                                             ………………..

HAGB Nedir?

Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması şeklinde ifade edilen HAGB, Ceza muhakemesi kanununa göre bazı durumlarda ceza ertelemesi yapılabilmesi anlamına gelmektedir.

Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması için sanıkların yargılanmasının ardından kesinleşen cezalarının 2 yıl ya da daha az süreli hapis veya para cezası olması gerekmektedir. Bu durumda mahkeme hükmün açıklanmasını geriye bırakabilmektedir. Hükmün açıklanması kararının geriye bırakılması bir açıdan da sanıklara ikinci şans olarak da ifade edilmektedir. Çünkü, sanıklar için verilen cezaların bir sonuca bağlanmaması, denetimde olduğu süre boyunca sanığın başka bir suç işlememesi ve yükümlüğe aykırı davranmaması cezanın ortadan kalkmasını sağlayabilmektedir. Ayrıca bu kararın alınması kişilerin özel ve siyasi yaşamına ve medeni durumuna herhangi bir engel getirmemektedir. Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı sanığın adli sicil kaydında görülmez.

HAGB Kararının Şartları 

Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararının alınabilmesi için bazı şartların oluşması önemlidir. Bu şartları yerine getirmeyen sanık için hakim bu kararı alamaz. Sanığın sahip olması gereken şartlar şunlardır;

  • Sanığın 2 yıldan az hapis cezası veya para cezası almış olması gerekmektedir. Ancak önce hapis cezası alıp sonra bu para cezasına çevrilmişse HAGB kararı verilemez. Sanığın doğrudan para cezası alması gereklidir.
  • Hükmün açıklamasının geriye bırakılması için sanığın daha önceden herhangi bir suç nedeniyle ceza almamış olması gereklidir. Eğer böyle bir ceza söz konusuyla hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verilemez.
  • Sanık, suç işlemesi sonucunda bir mağduriyet yaşanmış ya da kamu zararı söz konusu ise bunun giderilmiş olması gerekmektedir.
  • Mahkemenin sanığın tekrar suç işlemeyeceğine kanaat getirmiş olması hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı almasındaki son şarttır.

Mahkeme tarafından hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı bazı durumlarda alınamayabilmektedir. Bu suçlar, disiplin suçları, imar kirliliğine neden olma suçu ve tazyik hapsi gerektiren suçlar gibi durumlarda bu karar alınamaz.

 HAGB Kararına İtiraz Dilekçesi

Diğer hukuki süreçlere yönelik yapılan itiraz işlemlerinde olduğu gibi sanıklar haklarında verilen hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararına yönelik itiraz dilekçesi sunabilirler.

HAGB itiraz dilekçesinin örneğine ve dilekçe ile ilgili ayrıntılara – HAGB itiraz dilekçesi başlıklı yazımızda ulaşabilirsiniz.

Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararına yönelik istinaf ve temyiz yoluna gidilemez. Sadece itiraz dilekçesi ile başvuru yapılabilmektedir. Mahkeme kararının kesinleşmesi ve hükmün okunmasından itibaren 7 gün içerisinde itiraz etmek gereklidir. Eğer sanık mahkemede değilse kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde karara itiraz etmeli, etmezse açıklanmanın geriye bırakılması kararı kesinleşmiş olur. Hukuken belirlenen bu itiraz süreci içerisinde yapılan itiraz sonucu yetkili merci tarafından başvuru reddedildiği takdirde de sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı kesinleşmiş olur. Asliye Ceza Mahkemesinin verdiği HAGB kararı için yapılan itirazı, o yerde bulunan Ağır Ceza Mahkemesi incelemektedir. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından alınana HAGB kararına yapılan itirazı, kararı veren Ağır Ceza Mahkemesi’nin sıra numarasını takip eden bir sonraki Ağır Ceza Mahkemesi değerlendirmektedir.

Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı ile ilgili daha fazla bilgi almak istiyorsanız profesyonel bir avukatın görüşlerini almanız daha doğru olacaktır.. Ankara’da uzman avukatlık hizmeti veren Av. Samet Celt alanında oldukça bilinen başarılı bir ağır ceza avukatıdır. HAGB ile ilgili somak istediğiniz ve karara yönelik itiraz dilekçesinin nasıl yazılacağı gibi konularda destek alabilirsiniz.

Boşanma Davası Ücreti

Boşanma davası için belirlenen ücretler seneden seneye değişiklik göstermekte ve boşanma davası ücreti her sene sabittir.

Davanın içeriği, davanın yapısı, kanıtların varlığı ve avukatların taleplerine göre gibi birçok neden ücretler üzerinde etkili olmaktadır. Ancak genel olarak her sene belirlenen bir minimum ücret bulunurken maksimum bir fiyat yoktur. İçinde bulunduğumuz 2021 yılı içinde güncel taban boşanma davası ücretleri için Avukatlık Ücret Tarifesi baz alınmaktadır. Resmi Gazete ile belirlenen bu tarifedeki alt limit ücretlere uyulma zorunluluğu vardır. Belirlenen ücretlerden daha aşağı fiyatlarla çalışmak yasal olarak mümkün değildir. 2021 yılı için belirlenen asgari boşanma davası ücreti, 4.080,00 TL’dir. Belirlenen bu ücrete harç, tebligat, gider avansı ve başka masraflar dahil edilmemiştir.

Boşanma Davası Türüne Göre Ücretler

Boşanma davaları açılan davaya göre değişmektedir. Anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davası olarak iki türü bulunan boşanma davaları, aile mahkemelerinde görülmektedir. Aile mahkemesinin olmadığı yerlerde ise Asliye hukuk mahkemeleri yetkili merci olarak görülmektedir. Boşanma davaları eşlerin yerleşim yerlerindeki aile mahkemesinde açılmaktadır.  Dava takibinin kolay yapılabilmesi, tarafların maddi ve manevi açıdan zor durumda kalmamaları için Türk Medeni Kanunu’nda da yer alan bu madde dava açabilme işlemlerini kolaylaştırmaktadır. Anlaşmalı boşanma, eşlerin kendi rızalarıyla evlilik birliklerini sonlandırmak istemelerine dayanmaktadır. Bu boşanma için hem davanın taraflarının hem de boşanmaya karar verecek olan hakimin bazı koşulları yerine getirmesi beklenmektedir. Anlaşmalı boşanma için dava tek celsede sona ermektedir. Davanın kararı ise 1 ile 3 ay arasında verilmektedir. Anlaşmalı boşanma için ödenecek ücret, 2021 asgari boşanma davası için ilan edilen ücret baz alınarak belirlenmektedir. Burada dikkate alınan kıstaslar davanın zorluğu, avukatın tecrübesi ve başarısı gibi etmenlerdir.

Çekişmeli boşanmada, eşler boşanma konusunda hemfikir değildir.  Taraflardan biri boşanmak isterken diğeri boşanmak istememekte ya da boşanmak istese bile sonuçlarını kabul etmemektedir. Bu nedenle çekişmeli boşanma davaları daha uzun sürmektedir. Dava dosyasının içeriğine göre 1 yıl ile 3 yıl arasında karara bağlanmaktadır. Çekişmeli boşanma için ödenecek ücrette yine boşanma davası için ödenen alt limite göre belirlenmektedir. Ancak çekişmeli davaların ücretini taraflar ayrı ayrı ödeyeceği için her iki tarafa da yüksek meblağ çıkacaktır. Ayrıca davanın uzun sürmesi, incelenmesi gereken başka dava konular ve davanın hangi şehirde görüldüğü gibi nedenlerle boşanma davası ücreti pahalı olabilmektedir.

Boşanma Davası Masrafları

Boşanma davası için belirlenen ücret tarifelerine ek olarak taraflar masrafları da ödemekle yükümlüdür. Bu masraflar davanın seyrine göre değişebilmektedir. Öncelikle davanın bir açılış harcı bulunmaktadır. Açılış harcı için bireysel veya avukat aracılığıyla ödeme yapılabilmektedir. 2021 yılı itibariyle açılış harcı avukatsız 500 ile 600 TL arasında değişmektedir. Avukat aracılığıyla yapılacak harç ücretleri, eğer boşanma davası çekişmeli ise 1000 TL’ye kadar çıkabilmektedir. Diğer dava masrafları ise tebligat ücreti, gider avansı ve eğer gerekli ise bilirkişi ücreti ve keşif ücreti, nafakanın icrasına ilişkin masraflar ve vergilerden oluşmaktadır. Masraflar, boşanma davasının zorluk derecesine göre artabilmektedir.

Boşanma davası için bir avukat tutma zorunluluğu olmasa da takibinin yapılması, uzun sürmesi ya da davanın önemi uzman bir avukatla çalışmayı zorunlu kılmaktadır. Özellikle çekişmeli boşanma davaları için sürecin zor ve ağır geçmesi iyi bir avukat sayesinde hem manevi hem de maddi olarak desteklenmeyi sağlayacaktır. Ankara’da boşanma davası için güvenebileceğiniz ve alanında uzman Av. Samet Celt ile çalışabilirsiniz. Alanında yetkin ve Ankara’da profesyonel bir avukatlık hizmeti için doğru adrestesiniz.

ShentaWp Ayar

Sitemizde çerezler kullanıyoruz. Bu çerezler, deneyiminizi geliştirmek ve web sitemizin performansını analiz etmek için kullanılır. Web sitemizi kullandığınız taktir’de, çerez politikamızı onaylamış sayılacaksınız.